Konfeksiyon, özellikle kadın istihdamının yoğun olduğu bir sektördür. |
Konfeksiyon (Alm. Zusammenrichten, Fr. confection, İng. making-up), bir giysi üretiminde yer alan sınıflandırma, parçaların kesilmesi ve parçaların birbirine dikilerek bir araya getirilmesi gibi çeşitli işlemlerin tamamı için kullanılan terimdir.
Konfeksiyon endüstrisi (Alm. Konfektionindustrie, Fr. industrie de la confection, industrie du vêtement, İng. apparel industry; ready-made clothing industry), hazır giyim, ev tekstili gibi ürünlerin seri bir şekilde üretildiği sanayi dalına denir.
Konfeksiyon terimi, Latince confection, conficere kelimesinden gelmekte ve bitirmek anlamında kullanılmaktadır. Standart ölçülere göre belli üretim tekniklerini kullanarak standart hazır giyim eşyası imal eden sanayi dalına denir. Konfeksiyon sektörü, elbise üretim sürecinde, hazır giyim eşyası diken, aksesuar ve paketleme gibi son işlemlerin uygulandığı, seri üretim yapan sanayi koluna verilen genel isimdir. Kumaşların çeşitli ve belli ölçülerde kesildiği, dikiş işlemlerinin yapıldığı ve aksesuar, etiket gibi tüm parçaların eklenip tüketime hazır hale getirildiği endüstri koludur.
Konfeksiyon endüstrisi özellikle dokuma cinsi kumaşın kesimhanelerde kesildikten sonra dikiş makineleriyle isteğe uygun biçim ve şekillerde dikildiği dokumacılık üretiminin son aşamasının yapıldığı işletme türüdür. Makineleşmenin en az olduğu, bu nedenle de en çok istihdam sağlayan tekstil dalıdır. Üretim, genellikle değişik yapı ve karakterlerde, farklı büyüklüklerde üretim birimleri tarafından gerçekleşmektedir. İşletmelerde iş bölümü, uzmanlaşma, makamlar, roller kesin olarak bellidir.
Konfeksiyon Terimleri Sözlüğü
Agraf: Kumaşın karşılıklı uçlarını tutturmaya yarayan çengelli ve yuvarlak iki parçadan oluşan madeni veya plastikten yapılabilen araçlara agraf denir.
Akort: İş yerine iş akışını sağlamak, her departmanda çalışan işçilerin verimli çalışması için, insan gücü ve malzemenin kullanımlarının optimum şekilde yapılması.
Aksesuar: Giyimde, ana tekstil ürününü bütünleyen ayakkabı, çanta, çorap, düğme vb. eşya.
Alfa Sayısal: Rakamlar yerine, harflerle ifade edilen.
Anform Kemer: Vücudun şekline göre belden aşağı yapılan kemere anform denir.
Anorak: Koruyucu nitelikte bir tür ceket.
Anvelop: Üst üste binen etek.
Auftrag: Sipariş numarası.
Apartura: İki parçalı kolda, düğmenin dikildiği yırtmaca apartura denir.
Aplike: Giysi parçalarının üstüne tutturulan, dikilen veya yapıştırılan amblemler, kesilmiş kumaş şekilleri, figürler veya motifler.
Apolet: Subaylarda rütbeyi göstermek için üniformaların omuzlarına takılan işaretli parça, omuzluk. Giysilerin omuzlarına süs olarak takılan parça.
Astarlamak: Bir giysinin iç kısmını gizlemek, korumak, süslemek amacı ile ince kumaş geçirme işlemine verilen ad.
Asitmetrik: Karşılığı olmayan model (mamulün sağında ve solundaki; model, kesim, işçilik gibi özelliklerindeki farklılıklar).
Arma: Üzerine nakış işlenmiş kenarlıklı, kesip çıkartılmış resim, yama, rütbe işaretleri veya rozet.
Baz Kalıp: Model uygulamada kullanılmak üzere ölçülere uygun hazırlanmış ana kalıp (dikiş paysız).
Biye: Kenar temizleme, dikiş örtme ve süsleme amacı ile bant geçirme işlemi.
Bluzan: Kalça üzerinde dökümü olan, bir korsajla kalçaya oturmuş bluz.
Bolero: Kısa kollu ve etek ucu göğsün hemen altında bitiveren kadın ceketi.
Bone: Düz veya kıvrımlı her türlü yumuşak kumaş ve malzemelerden yapılan bir tür başlık.
Bordür: Etek, kol ve yaka kenarlarına konan şerit.
Büzgü: Dikişte; kumaşın bir ucundan istenilen yere kadar geçirilen bir ipliğin çekilmesiyle oluşan, kumaşın bolluğunu azaltan sık, küçük kıvrım.
Çatma: Birbirine dikme, birleştirme.
Contra: Ek.
Çıma: 1 mm. 'den çekilen dikiş.
Dantel: Çeşitli tür ipliklerle örülebilen desen farklarına sahip yumuşak ağımsı örgü türü.
Degaje: Yakanın ön kısmında kumaşın yumuşak düşüşler yaptığı, bolluklu yaka şekli.
Dekolte: Boyun, omuz, sırt, göğüs veya bacağın bir bölümünü açıkta bırakmak için yapılan elbise modeli.
Denim: Kalın pamuklu dokuma; kot pantolon, ceket vb. mamullerin ana maddesi olan kumaş türü.
Diagonel: Kenarlarına oranla eğrilemesine dokunmuş kumaş.
Doku: Tekstil malzemesinin görüntüsü ve hissidir.
Double Face Kumaş: Dabıl kumaş, iki yüzlü kumaş, her iki yüzü ayrı renkte olan ve iki tarafı da kullanılan kumaş.
Döpiyes: İki parçalı kadın giysisi.
Drape: Giysilerin çeşitli yerlerinde, kumaşı döküntülü bırakarak şekil verme.
Ekose: Çeşitli renk ve büyüklükteki karelerden oluşan (desen veya kumaş).
Epolet (Vatka): Elbiselerin omuzlarını daha geniş ve dik göstermek için pamuk veya süngerden yapılan bir tür aksesuar.
Etol: Kürk, fantezi kumaş vb. yapılmış uzun omuz atkısıdır, etol genellikle gece giysilerinin üzerine alınır.
Falçata: Deri kesmeye yarayan bir tür bıçak.
Fase Yapma: Makine çekerken alt dikişin boncuk yapması (ipliğin bol bırakılması).
Farba: Giysi etrafına geçirilmiş süse verilen isim.
Fermuar: Giysi, çanta ve bu gibi eşyalarda kullanılan karşılıklı dişler ve bunların üzerinde yürüyen kapatıcıdan oluşan yapıya fermuar denir.
Fleto: İlik, cep.
Figür, Siluet: desen, bir modeli oluşturan parçalar.
Fisto: Kadın giysilerinin çeşitli yerlerine konulan el veya makinede işlenmiş süslü şerit.
Föy: Kısa bilgileri içeren belge.
Frak: Frak, genellikle resmi törenlerde erkeklerin giydiği, belden dikişli, yandan uzun etekli, arkası yırtmaçlı bir tür takım elbise.
Gaze: 0,5 cm. den çekilen süs dikişi.
Gredasyon: Dikilmiş örnek, modelin orijinali.
Grej: Ham ipliğe verilen ad.
Gode: Tek noktadan verilen bolluk.
Haute Couture: Ismarlama yani sipariş üzerine, özel moda evleri tarafından dikilen kişiye özel üretim elbise yapılması işine haute couture ya da kısaca couture denir.
Harç: Giysilere süs için dikilen hazır şerit.
İhracat: Bir ülkenin tarım ve endüstriyel ürünlerini bir başka ülkeye satma olayı.
İthalat: Bir ülkeye başka ülkelerden alınan malların tümü, dış alım.
İnterlock: Çok iplikle üretilen trikolara verilen isim.
Ispanta: Şablon.
Jabo: Erkek gömleklerinin göğüs bölümlerini örtmek için takılan muslin veya dantel kumaştan yapılan giyim öğesi. Kadınlar için aynı türden yakaya tutturulan ve göğüs üstüne düşen süs eşyası.
Kap: Kadınların giydiği kolsuz üstlük.
Kapitone: İçi pamuk, yün vatka ile doldurularak dikilmiş, döşemelik veya giyim eşyası yapımında kullanılan kumaş.
Kapüşon: Elbiseye ekli bir çeşit başlık (kapşon, kapişon).
Kavador (kavadora): Kol evi (kol oyuntusu), kolun dikilip elbiseye eklendiği yer.
Kesim emri veya serim emri (Alm. Zuschnittbericht, İng. cutting report), konfeksiyon üretiminde, pastal hazırlama, serim, kesim ve parçaların düzenlenmesi gibi başlıca ön üretim işlemlerinin planlanması ve yönetimi yoluyla, toplam üretim giderlerinin düşürülmesini amaçlayan ve kumaş seriminde kullanılan belgeye denir.
Klasik: Hiçbir zaman modası geçmeyen değerli model.
Kloş: Etek ucuna doğru genişleyerek devam eden etek.
Kibrit Çıma: 3 mm üstten çekilen dikiş.
Korse, Korsa: Gövdeyi dik ve toplu tutmak için balina veya lastikli yarım veya bütün gömlek.
Korsaj: Bel ile kalça düşüklüğü arasındaki kesit.
Koko: Kontre (karşılıklı işareti, çıt).
Komandatura: Düzeltme terzisi.
Konfeksiyon: Ölçülere göre seri halde yapılıp satılan hazır giyim eşyaları bütünü, Tekstil sektörü.
Konsiye: Satılmadığında iade edilen mal.
Koza: Olgunlaşmamış pamuk meyveleri. Beyaz pamuk lifleri kaplıdır. 2) İpek böceğinin içinde büyüdüğü ipek lifleri topağı.
Kup: Giysi üzerindeki boyuna kesik.
Kulisan Kemer: Tünel şeklinde yapılıp içinden kordon veya lastik geçen kemer.
Lurex: Simli, parlak kumaşlara verilen ad.
Manşet: Gömlek vb. giysilerinkol ağzına geçirilen ve üste giyilen giysinin kolundan dışarı çıkan giysi parçası.
Manşon: Elleri soğuktan korumak için içine sokularak soğuktan koruyan kürk vb muhafazalık.
Materyal: Malzeme, bir işlemin; başlayabilmesi, devam edebilmesi veya bitirilmesi için gereken ürünler.
Modelist: Modelini gördüğü her türlü giysinin kalıbını hazırlayan eleman.
Model Makineci: Modelin ilk örneğini diken eleman.
Mola: Yedirilmesi gereken bolluk.
Mostra: Klapa.
Moulage (mulaj): Kâğıt veya kumaşla bir modelin kalıbını olduğu gibi almak (Fransızca kelime).
Motif: Şekil, desen.
Muare: Hareli kumaş.
Müflon: Pardösü vb içine geçirilen yünlü astar tarzı kumaş.
Obje: Nesne.
Oya: Altı yapışkan ekstrafor genişliğinde tela.
Oya Çekmek: Bolluğu büzerek yedirmek.
Pafta: Kalıp çıkarmaya yarayan, üzerinde değişik model ve ölçülere göre hazırlanmış kalıp şekilleri olan bir giysi kalıp haritasına pafta denir.
Pastal Atma: Önceden hazırlanmış pastal planı uzunluğuna göre, kumaşın hesaplanan kat sayısı kadar kesim masasına üst üste serilmesi.
Pastal Çizimi: Şablonların en ekonomik şekilde kumaş enine ve beden sayısına göre pastala yerleştirerek çizilmesi.
Pat: Giyimde üst üste binen pay.
Pelerin: Omuzlardan aşağı dökülen, geniş, kolsuz bir çeşit üstlük.
Pens: Giyimi bedene oturtmak için yapılan katlamalar.
Perspektif: Arka görünüm (Açı).
Peş: Kimi giysilere bolluk sağlamak için yanlarına eklenen kumaş parçası.
Peto: Yelek cep.
Pikür: İnce dikişte üstten çekilen süs dikişi.
Pili (pli): Giyimi model özelliğine göre verilen, katlanan bolluk.
Plikaşe: Birbirine bakan iki pli.
Plisoley: Güneş plisi. Güneş ışıkları gibi bir noktadan çıkıp genişleyen, kloş biçimi kesilmiş kumaşa yapılan pli ısı tutan ve katlanmaya elverişli olan kumaş, deri veya kâğıdın belli bir düzen içinde makine yardımıyla katlanarak şekillendirilmiş şekline plise denir.
Punteriz (ponterez): Sağlamlaştırma dikişi ya da punteriz dikişi, pantolon ceplerinin alt ve üst noktalarının sağlamlaştırılması için yapılan sarma dikişi.
Punto: Erkek ceket yakalarına ve pantolon cebine atılan ince oyulgama dikişi.
PUS: Örme tüp kumaşları dokuyan makinenin yarıçapı, 1 Pus=1 inç=2.54 cm. (Yuvarlak Örme Makinesi)
Raport: Kumaş üzerinde görülen desen tekrarı, rapor.
Rayon: Suni ipeklere verilen ad. (Rejerenere Lifler)
Reçmeci: Örme kumaşlarda lastik takan, etek bastıran (special makine) reçme makinesi kullanan eleman.
Regola: Kalıbın ya da kesilmiş kumaşın, dikiş paysız çizim kalıpları ile yeniden çizilmesi, düzeltilmesi.
Reglan: Yakadan takılan kol modeli.
Reklamasyon: Siparişin hatalı çalışmasından dolayı verilen ceza.
Repete: Tekrar sipariş verme.
Ribana: Giysilerin kol ağzı, yaka ve etek ucuna geçirilen triko parçası, bir örme kumaş çeşidi.
Salçatura: Karşılıklı dikiş.
Sanforizasyon: Kumaşlara çekmezlik özelliği kazandıran işlem. (Apre İşlemleri)
Sason: Pens.
Şablon: Konfeksiyonda kullanılan, üzerinde tüm yazı ve işaretlerin bulunduğu (Model adı, beden numarası, parça adı, kod numarası, düz iplik, çıt yerleri vb.) payları verilmiş kesime hazır karton kalıp.
Stilist: Giysileri, günün modasına uygun kup, renk ve desenleri bir araya getirerek model yaratan kişi.
Siluet: Giyimi sergilemek için kullanılan manken.
Simetri: Bir cismin veya şeklin iki tarafının bir eksene göre birbirinin aynı olması. Modelin sağ ve sol bölümlerinin aynı olması.
Stabil: Durağan, düz durma, sağlamlaştırılmış.
Süprem: Düz dokunmuş örme kumaş. (Örme İşlemi)
Süzmezür: İnce dikiş, el işçiliği.
Standart: Belli ölçülerde, kullanıma uygun olan, tek biçim.
Ton in Ton: Kullanılan kumaşın aynı renk tonundaki dikiş ipliği.
Tubular: Yuvarlak, tüp biçiminde.
Tunik: Diz boyuna veya dizden biraz yukarıda uzun ceket veya bluz.
Tall: Uzun.
Trans Tela: Ceket ve mantoda etek ucu ve kol ağızlarına yapıştırılan tela.
Truvakar Kol: Dirseğin hemen altında biten kol boyu.
Tuşe: Dokunuş, dokunma. Kumaşın verdiği his; sertlik yumuşaklık kayganlık vs.
Twinset: İkiz, eşit, çift. İç dış birlikte giyilen bluz ve hırka.
Valör: Genişleyen parça.
Vatka: Giyside omuzu besleyen pamuk. Ceket yada benzeri giyeceklerin omuz kısmına yerleştirilen aparat.
Verev: Bir köşeden karşı köşeye doğru kesilmiş, katlanmış olan.
Volan: Giysilere yapılan süsleme tekniği, garnitür.
11 yorum:
konfeksiyonda kullanılan terimler düzenli bir şekilde yazılmış konfeksiyon çok geniş bir alan zaten
tekstil sektöründe en çok kadın istihdam eden alan konfeksiyondur, yüzlerce genç kız tek çatı altında toplanmıştır ve dikiş dikerler. pek erkek görmedikleri için; içeri girdiğinizde birçok gözün üzerinizde olduğunu hissedersiniz bazıları açık açık bakarken bazıları daha ürkektir. tekstil mühendisi olarak konfeksiyon stajımı yaptım oradan biliyorum. ha birde sürekli müzik yayını yapılır, pop müziğin dibine vurulur. genelde radyodan yapılır bu yayınlar, yani konfeksiyoncu hanım kızlarımız pek çok pop şarkıyı ezbere bilirler. değişik tecrübe edilmesi gereken bir ortamdır.
Bu linkte tekstil sözlüğü var ve daha kapsamlı ama sadece konfeksiyon değil genel tekstil terimlerini de içeriyor https://tekstilsayfasi.blogspot.com.tr/2015/10/tekstil-kumas-sozlugu.html
Tekstil ve hazır giyim sektörü birlikte değerlendirildiğinde, gayri safi yurt içi hasıla, imalat sanayi ve sanayi üretimindeki pay, ihracat, ekonomiye sağladığı net döviz girdisi, istihdam, yatırım gibi makro-ekonomik büyüklükler açısından Türkiyenin önemli sektörlerinden biridir.
Türkiye’de üretilen hazır giyim ürünlerinin büyük bir kısmını pamuklu ürünlerin oluşturduğunu biyor muydunuz.
Hazır giyim ne demek iş demek, hazır giyim sektörü nedir ekonomiye en çok girdi sağlayan sektördür. Hazır giyim sözlük anlamı ise: Örme veya dokuma kumaştan giyim eşyası üretimini kapsayan işlemler bütününe hazır giyim denir. Hazır giyim sektörü, imalat sanayii içinde ihracat geliri en fazla olan ve en yüksek net döviz girdisi sağlayan sektörlerden biridir.
Konfeksiyon şarkı ne demek sorusuna cevap olarak konfeksiyon şarkılar; konfeksiyon atölyelerinde çalan şarkılardır denebilir.
konfeksiyon terimleri sözlüğü,konfeksiyonda kullanılan terimler,tekstil sektöründe kullanılan terimler ve kelimeler,konfeksiyon nedir kısaca tanımı,konfeksiyon kelimeleri nelerdir,
Konfeksiyon Ne Demek Konfeksiyonun Tanımı olmalı bu yazının başlığı
Konfeksiyon ne demek sözlük anlamı: Konfeksiyon diğer adıyla hazır giyim. İngilizcede confectionery "şekerlemecilik, pastacılık" anlamında kullanılmaktadır.
Konfeksiyon, her zaman tekstil ile karıştırılan bir kelimedir. Konfeksiyon, hazır giyim üreten sanayi dalına verilen isimdir. Tekstil ise bütün bir süreci kapsayan sanayi dalıdır. Kumaşın kesimhanelerde kesildikten sonra isteğe uygun biçimde dikildiği üretiminin son aşamasının yapıldığı işletme türüdür.
KONFEKSİYON: Ölçülere göre seri halde yapılıp satılan hazır giyim eşyası.
Yorum Gönder