Tekstiller 7/24 hayatımızın her alanında bizimle birlikte ve vücudumuzla sürekli temas halinde. |
Antimikrobiyal bitim işlemi (Alm. antimikrobielle Ausrüstung; Fr. apprêt antimicrobien, İng. antimicrobial finish), tekstil malzemelerinin üzerinde bakteri ve mantar gelişmesini önlemek ve/veya öldürmek amacıyla gümüş, triklosan, polihegzametilen biguanit-PHMB, kuarterner amonyum bileşenleri gibi kimyasalların aktarılmasıyla yapılan apre işlemidir. Antimikrobiyal maddeler; bakteri, küf, maya ve mantarlar vb. mikroorganizmaları öldüren, büyümelerini ve üremelerini engelleyen doğal, sentetik veya yarı sentetik bir madde olarak tanımlanabilir.
Dünya üzerinde mikroorganizmaları öldüren binlerce kimyasal madde bulunur. Bunlardan birçoğu, bitki ve hayvansal özler ile birlikte arsenik, kurşun, kalay, civa, gümüş gibi doğal maddelerdir. Ancak bunların çoğu uygulamada insan sağlığı ve çevreye karşı toksik olabilir. Bu nedenle tekstil endüstrisinde kullanılacak bir antimikrobiyal madde, sadece mikroorganizmaları öldürmekle kalmamalı, aynı zamanda insan sağlığı ve çevre bakımından güvenli olmalı ayrıca tekstil materyalinin diğer özelliklerini olumsuz yönde etkilememelidir.
Antimikrobiyal bitim işlemlerinde, tekstil ürününe antimikrobiyal maddeler aktarılarak mikroorganizmaların etkinlikleri durdurulur. Bu işlemlerin sonucunda, rahatsız edici kokuların oluşumu, enfeksiyon ve reenfeksiyon oluşumu, lif materyallerinin zarar görmesi önlenir. Bu işlemler, alerjik etki yaratmamalı, kullanılan maddeler birbirine uygun olmalı ve vücuda zarar vermemelidir, ışık, ter ve yıkama haslıkları iyi olmalıdır. Özellikle antimikrobiyal maddenin tekstil ürününe aktarılabilmesi için suda çözünür olması, bu işlemin yıkama direncini azaltır. Antimikrobiyal bitim işlemlerinde, çeşitli kimyasallar kullanılır. Burada önemli olan nokta, bu kimyasalların yıkamaya olan dirençleridir. Yapılan çalışmaların çoğu, bu işlemlerin yıkamaya karşı dayanıklılıklarını artırmaya yöneliktir.
Antimikrobiyal bitim işlemleri, hem bakterilere hem de mantarlara karşı etkilidir. Mikroorganizmaların üremesi için uygun olan zemine uygulanan işlemler ile mikroorganizmaların gelişmeleri önlenerek koruyucu etki sağlanır. Ter, katı yağlar, sabun kalıntılarının bakteri ve mantarlar tarafından bozuşturulması önlenir. Böylece rahatsız edici ter kokusu, çürüme ve küf kokuları ortaya çıkmaz. Antimikrobiyal maddeler, uygulamadan sonra yüzeyden yayılarak uzaklaştıklarından dolayı, tekstil yüzeyi üzerindeki aktif madde miktarı zamanla azalır ve etkin olamayacağı bir seviyeye iner. Bu durumda, miroorganizmalar bu antimikrobiyallere karşı direnç göstererek bağışıklık kazanmış hale gelebilirler.
Konvansiyonel (bağ yapmayan) antimikrobiyal maddeler; genellikle belli başlı organizmalara karşı etkilidir, geniş bir yelpazeye sahip değildir, diğer bir deyişle, sadece birkaç bakteri türüne karşı etkilidir veya tüm bakterilere etki gösterse bile, küf ve mantarlara karşı etkili değildir. Bu yüzden, güvenlik ve toksikolojik açıdan bağ yapmayan antimikrobiyallerin kimyasal yapısı önemlidir. Örneğin, pek çok organokalay içeren antimikrobiyal, tüketici sağlığı, atıklarının çevreye ve uygulamayı yapan kişiye olan etkisi açısından büyük bir dikkatle ele alınmalıdır. Antimikrobiyal bitim işlemleri, stabilite ihtiyaçlarına uyum sağlamalı ve tüketici sağlığına karşı bir risk oluşturmamalıdır. Bu aktif madde aynı zamanda yıkamayla uzaklaşmamalı ve kuru temizlemeye dayanıklı olmalıdır. Bunun yanında dış giyim, sağlık hizmetleri ve spor aktiviteleri için modern tekstillerin gelişmesiyle, patojenik mikroorganizmaların taşınması ve yayılmasını önleme ve deodorantlama veya koku kontrol etkisi olmak üzere iki yeni amaç daha ortaya çıkmıştır. Deodorantlama etkisi, tekstil üzerindeki terin mikrobiyal bozulmasının önlenmesinden oluşur ve böylece koku maddesinin serbest kalması önlenir. Tekstil, terlemenin oluştuğu, diğer bir deyişle doğrudan deriyle temas eden bölgelerde giyilir ve burada mikroorganizmaların yok edilmesi gereği ortadan kalkar. Ancak, yoğun deodorant işlemi görmüş bir tekstil giyildiğinde, derinin bakteriyel florasına veya deriye zarar verir ve ürünü giyen kişinin sağlığını riske atar. Bu nedenlerden dolayı, yıkanmayan ve özel etkilere sahip biyostatik bitim işlemleri, iş giysisi ve gıda endüstrisinde kullanılmak üzere geliştirilmiştir.
Sağlık ve hijyenik alanda gerekli özelliklerin sağlanabilmesi için üretimde uygun elyafların kullanılmış olması şarttır. Binder ve kimyasal madde içermeyen ürünler bu özel endüstri dallarında tercih edilirler. Hijyen ve tıp sektöründeki nonwoven tekstillerin üretimlerinde pamuk, viskon ve selüloz elyafı kullanılır. Pamuk elyafı yüksek nem tutma yeteneğine sahip bir elyaf olduğundan, vücuttan çıkan her türlü sıvıyı (tükürük, ter, idrar, kan) kolaylıkla emebilir ve doğal elyaf olması nedeniyle de biyolojik olarak parçalanabilir. Sıvıyı emmesinin yanında hava geçişine de izin verir, yani hava teneffüsünü olanaklı kılar.
4 yorum:
bu antimikrobiyal veya antibakteriyal tekstil ürünleri gündelik yaşamdan ziyade, özel alanlarda özel amaçlar için kullanılıyor, normal yaşantısını süren bir insanın, gündelik hayatta bence tabiki de, çeşitli kimyasallar içine bandırılmış kumaşlara sürekli derisinin temas etmesinin anlamı yok, ama hastane veya toplu taşıma gibi umumi alanlarda bu kumaşlar yoğun bir şekilde kullanılmalı.
bazı insanlar, elbisesine güvenip banyo da yapmaz bu gidişle nasıl olsa kendini temizliyormuş diye
Tekstillere antibakteriyel özellik kazandırmak için ağır metaller (bakır, çinko, kalay, gümüş gibi) ile işlem uygulanır ve genelde bu gümüş kullanılır. Gümüşün pahalı olması onu yaygın olarak kullanmayı engeller veya düşük konsantrasyonlarda kullanmaya neden olur. Gümüş mikrop önleme özelliği olan en önemli malzemelerden biridir, belki de birincisidir.
ter kokusunu engelleyen kumaş nasıl üretilir, kumaşlara anti-mikrobik katkılar ekleme, antibakteriyel kumaş nedir, anti-bakteriyel tekstil ürünleri nasıl yapılır, antimikrobiyal tekstiller,
Yorum Gönder