Tekstil ve Moda

Katı' Nedir, Katı' Sanatı Ne Demek

Kuş ve ağaç temalı katı sanatı. 
Kat veya katı’ kelimesinin sözlükteki anlamı kesmektir. Kat kelimesi Arapça kesme anlamına gelir. Bu kelimeden türeyen Katı', bir desenin veya yazı istifinin kâğıt veya deri gibi tabakalardan oyulmasıyla icra edilen bir süsleme sanatıdır. M.Ö 200'e tarihlenen kağıdı kesme-yapıştırma benzeri kat-ı sanatının örneklerine; Arap kültüründen, Çin kültürüne; Afrika kültüründen, Japon kültürüne kadar uzanan bu sanat dalının izlerine tüm eski dünya medeniyetlerinde rastlanmıştır. 

Katı' sanatı ise bir kağıt veya deri üzerindeki yazıyı, motifi veya şekli oyup çıkartarak bir başka kağıt ya da deriye yapıştırmak suretiyle gerçekleştirilir. Bu şekilde yapılmış esere kaatıa veya mukatta sanatkarına kaatı ve kattaa denir. Kağıdı kesip oyarak meydana getirilen yazılara ise mukatta yazı denir. 

Bir kâğıt veya deri üzerindeki yazıyı, motifi, kesip çıkartarak içi oyulmuş olan parçayı veya çıkan parçayı diğer bir kağıt, bir deri veya bir cam üzerine yapıştırmak suretiyle vücuda getirilen işlerdir. Bu şekil kesilip çıkartıldığı vakit içleri boş kalan kağıt kısmına dişi ve çıkan yazı ve şekle de erkek denir ki, bu erkek veya dişi şekiller ayrı ayrı bir satha yapıştırılarak muhtelif iki levha vücuda getirilebilir. 

Deriden yapılan katı' işleri de vardır. Gerek deriden ve gerek kâğıttan yapılan işlere mukatta denildiği gibi, bunları yapanlara kattâ denir. En eski örnekleri deri kullanılarak yapılan eserlerdir. 14. yüzyıla kadar tarihlenmektedirler. Kâğıt çalışmaları ise 15. yüzyıldan itibaren görülmeye başlanmıştır. 16. Yüzyılın başlarından itibaren Osmanlılar'da yaygın bir şekilde kullanılmış ve Türk katı' eserleri eşsiz bir gelişim sergilemiştir. Özellikle Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1520 - 1566) neredeyse tezhip kadar yaygın bir şekilde kitap süslemeciliğinde kullanılır olmuştur. 
Türk kağıt kesme ve katlama sanatı. 
Katı' Sanatı Nerelerde Kullanılır 
Tarihi gelişimi içinde katı' sanatının ilk örneklerini deri kitap kaplarında ve kap içindeki süslemelerinde rastlanır. Daha sonra gelişen kitap süsleme sanatları içinde mukatta' yazı olarak, el yazması eserlerin içinde sayfa veya sayfa kenar süsü olarak, minyatür albümlerinde kenar süsü olarak karşımıza çıkar. Yine kaatıa levhalarda, şiir albümlerinde ve mecmualarda, hadis ve dua kitaplarında; sülüs, nesih ve nesta'lik oyma yazı olarak uygulanmıştır. Bu kağıt oyma hatların sayfa kenarlarındaki bordürler değişik oyma motifler ile süslenmiştir. Daha sonraki dönemlerde gelişen yeni üsluptaki çalışmaların farklı örnekleri ise yazı çekmeceleri ve kutu üzerindeki oyma tabiat manzarası şeklindeki çalışmalardır. 

Önemli katı' eserlerinden olan ve 1540 yılında Mehmet b. Gazanfer tarafından ta'lik hattı ile hazırlanmış Gûy u Çevgan adlı kitap, mukatta yazı türünün bir şaheseridir. Ayrıca, dişi oyma kalıplarla yapılmış sayfa kenar süsleri ve deri üzerine oyma nakışlı ciltler de bu zamanın en güzel sanat eserleri arasında sayılabilir. 16. yüzyılda gördüğü rağbetle giderek gelişen kâğıt oymacılığı, 17. ve 18. yüzyıllarda da ilişkide oldukları tezhip ve cilt gibi sanat dallarındaki gelişmelere paralel bir seyirle ilerlemesini sürdürmüştür. Katı' sanatı 18. yüzyılda da özellikle çiçek motiflerinin zenginleştiği bir dönem olarak canlılığını sürdürmüştür. 16. yüzyıl sonlarıyla 17. yüzyıl başlarında Avrupa'da büyük bir ilgi görmeye başlayan katı' örnekleri, Oryantalizm akımı ile Doğuya rotalarını çeviren batılı gezginlerin ilgisi sonucu tekniğinin de Avrupa'ya taşınması ile dünyaya mal olmuş bir sanat dalıdır. Cilt, hat ebru gibi klasikleşmiş Türk sanatlarının gerilemesine paralel olarak katı' sanatı da gerilemiş yok olmaya yüz tutmuştur. 19. yüzyılda bu sahada hiçbir ciddi eserin ortaya konulamaması bu sanat dalının sonunu getirmiştir. 

3 yorum:

Herhangi bir motif, desen, yazı örneğinin makas veya kretuar yardımıyla oyulup başka bir zemine yapıştırma işlemine kati denir.

origamiyi morigamiyi herkes bilir ama ondan daha eski olan kendi yerli ve milli kağıt kesme katlama sanatı katı'yı da bilelim.

kat-ı sanatı gibi geleneksel motor sistemini geliştiren sanatlar seçmeli ders olarak okutulmalı