Kumaşlara dönüşene kadar lifler, pek çok kimyasal ile muamele edilir. |
Kimyasal maddelerin %
derişimlerinin tespit edilmesi genellikle titrasyon yöntemiyle
yapılır. Titrasyon yönteminde aranan maddenin belli bir miktarı
veya belli bir hacimdeki çözeltisi, derişimi belli başka bir
çözeltinin (ayıraç, titrant madde) aranan maddeye eşdeğer madde
içeren hacmi ile tepkimeye sokulur. Bilinmesi gereken derişimi
bilinen ayıracın ne kadarının çözeltideki aranan maddeye
eşdeğer olduğudur. Bu çözeltideki aranan madde ile ayıraç
arasındaki tepkimenin tam bitim noktasıdır. Tepkimenin tam bitim
noktasının belirlenebilmesi için, indikatör adı verilen ve bu
noktada ortamı farklı renge boyayan, ortamın kirliliğini
değiştiren veya ortamdaki iyon derişimini gösteren belirteçler
kullanılır.
Bir Kimyasal Maddenin Derişiminin Titrasyon İşlemi ile Tanınması: Analizde kullanılan araç gereçler: 250 ml'lik büret, 250 ml'lik erlen, 5 ml'lik pipet, Damlalık.
Bir Kimyasal Maddenin Derişiminin Titrasyon İşlemi ile Tanınması: Analizde kullanılan araç gereçler: 250 ml'lik büret, 250 ml'lik erlen, 5 ml'lik pipet, Damlalık.
Analizde kullanılan
kimyasal maddeler: 1 N NaOH çözeltisi, Fenolftalein çözeltisi.
İşlem adımları:
Bunun için erlene numune ürün tartılır. Numune ağırlığı (T)
olarak kaydedilir. Erlenin içine yaklaşık 2-3 damla indikatör
çözelti (asit titrasyonu için fenolftalein, baz titrasyonu için
metil oranj vb.) damlatılır. Üzerine yaklaşık 50 ml saf su
konur. Titrasyonda kullanılacak titrant madde büretin içine
doldurulur. Titrasyon işlemi büretten damla damla titrant çözeltisi
akarken erlen çalkalanarak gerçekleştirilir. Erlenin içindeki
çözeltinin renginde sürekli değişim olana kadar kadar titrant
çözeltisi titre edilir. Renk değişimi sürekli sağlandığı
anda titrasyon işlemi bitirilir. Numunede kütlece % derişim formül
yardımıyla hesaplanır. % Derişim=(EA.V.F.100)/T .1000 ile hesaplanır.
V: Titrasyonda
kullanılan titrant çözeltisi miktarı (ml),
T: Numune ağırlığı
(g),
F: Titrant çözelti
faktörü,
EA: Molekül
ağırlığı/tesir değeri.
Asitler
Organik ve Anorganik
Madde Kavramları
Bir maddenin organik olup olmadığı nasıl tespit edilir. Organik madde; kimya, bitki ve hayvan kaynaklı bileşiklerin karbon, hidrojen ve bazen de azot ve fosfor içerdiğinin kanıtlandığı bilim dalıdır. Organik kimyaya kısaca karbon kimyası da denilmektedir. Yani karbon elementinin bileşikleri organik bileşikler olarak adlandırılır. Çünkü karbon bileşiklerinin temel kaynağı canlı organizmalardır. Organik bileşiklerde temel element karbondur. Organik bileşik yakıldığında oluşan karbondioksitin (CO2) kireçli suyu bulandırması ile karbonun varlığı tespit edilir. Organik bileşiklerde karbon elementinin yanı sıra çoğunlukla oksijen, hidrojen ve azot bulunur. Organik madde tüp içinde yakıldığında tüpün kenarında oluşan su buharı ile hidrojen ve oksijen elementinin varlığı tespit edilir. Organik madde sodyum hidroksit (NaOH) ile birlikte tüp içinde şiddetlice ısıtıldığında tüpün ağzına konulan kırmızı turnusol kâğıdının rengi oluşacak olan amonyaktan (NH3) dolayı mavi renk alır. Kırmızı turnusol kâğıdının maviye çevrilmesi bazların karakteristik reaksiyonudur. Kimyasal bileşikler, eski zamanlarda sağlandıkları kaynaklara göre organik ve anorganik (organik olmayan) olmak üzere iki iki sınıfta toplanmıştır. Bitkisel ve hayvansal kaynaklardan elde edilen ve yalnızca canlı organizmalar tarafından elde edilebileceğine inanılan bileşikler için organik terimi kullanılmıştır. Bu grubun dışındaki bileşikler ise anorganik bileşikler olarak adlandırılmıştır. İlk defa 1828 yılında F. Wöhler, anorganik bir tuz olan amonyum siyanatı ısıtarak canlı organizma ürünü olarak bilinen üreyi elde etmiştir. Bu yöntem ile organik bileşiklerin yalnızca canlı organizmalardan elde edilebileceği inancını da yıkmıştır. Bundan sonra organik kimyayı bitkisel ve hayvansal organik bileşikler ile doğada bulunmayan fakat sentez yolu ile elde edilebilen organik bileşikleri inceleyen bir bilim dalı olarak tanımlayabiliriz. Bu bileşiklerin tümü karbon atomu içerdiklerinden, organik kimyayı karbon bileşikleri kimyası olarak da tanımlayabiliriz. Organik bileşiklerin çoğunda karbon ve hidrojen atomu bulunur. Periyodik cetveldeki elementlerin hemen hepsinden oluşan bileşikler ise anorganik bileşiklerdir. Organik yapılı bileşiklerde bulunan elementler ise periyodik cetveldeki 20 elementi geçmez. Bunlardan organik bileşiklerde en çok bulunan C, H, O, N, S, Cl, Br, I, Pb, F, As ve silisyumdur. Elementler arasında oluşan anorganik bileşikler yüz bin kadarken, organik bileşiklerin sayısı milyonu aşmıştır. Bunun nedeni C elementinin kendine özgü bir yapısı olmasıdır. Karbon atomları birbirine bağlanarak birkaç karbondan binlerce karbon atomu içeren dev moleküllere kadar çeşitli bileşikler oluşur. Bu bileşikler alifatik ya da aromatik olmak üzere iki farklı yapıda olabilirler. Organik yapılı bileşikler bazen aynı kapalı formüle sahip iken farklı yapı formülüne (açık formül) sahip olabilirler. Kapalı formülleri aynı (yapı formülleri) açık formülleri farklı olan bileşiklere izomer bileşik adı verilir. Örneğin etil alkol ve dimetil eter C2H6 kapalı formülüne sahip iken yapı formülleri farklıdır. Anorganik maddelerde böyle bir şey söz konusu değildir. Bu bilgiler doğrultusunda anorganik ve organik maddeleri aşağıdaki gibi karşılaştırabiliriz. Bütün organik maddelerin yapısına C, O, N ve H atomu bulunur. Anorganik maddelerin çoğunda C yoktur. Anorganik maddeler kolay yanarlar. Anorganik maddelerin çoğu yanıcı değildir. Organik bileşikler sıvı, gaz ya da kolay eriyen katı maddelerdir. Katı organik maddeler 25-350 °C arasında erir. Anorganik tuzlar genellikle katı maddelerdir. Erime noktası 350 °C’ın üzerindedir. Organik bileşikler genellikle suda çözünmezler. Anorganik maddelerin çoğu suda çözünürler. Organik bileşikler organik çözücülerde çözünürler. Anorganik bileşikler ise çözünmezler. Organik bileşiklerde izomer çok önemlidir. Anorganik bileşiklerde izomer yoktur. Organik bileşikler kovalent bağ ile oluşur. Anorganik bileşikler ise iyonik bağlarla oluşur. Organik maddelerin reaksiyonları genellikle yavaş ilerler ve asıl ürünün yanında yan ürünler de oluşur. Anorganik bileşiklerde ise genellikle hızlı ve tek ürünlü tepkimeler vardır. Organik maddelerin reaksiyonları katalizör gerektirebilir. Anorganik maddelerin reaksiyonlarında katalizöre ihtiyaç duyulmaz.
Bir maddenin organik olup olmadığı nasıl tespit edilir. Organik madde; kimya, bitki ve hayvan kaynaklı bileşiklerin karbon, hidrojen ve bazen de azot ve fosfor içerdiğinin kanıtlandığı bilim dalıdır. Organik kimyaya kısaca karbon kimyası da denilmektedir. Yani karbon elementinin bileşikleri organik bileşikler olarak adlandırılır. Çünkü karbon bileşiklerinin temel kaynağı canlı organizmalardır. Organik bileşiklerde temel element karbondur. Organik bileşik yakıldığında oluşan karbondioksitin (CO2) kireçli suyu bulandırması ile karbonun varlığı tespit edilir. Organik bileşiklerde karbon elementinin yanı sıra çoğunlukla oksijen, hidrojen ve azot bulunur. Organik madde tüp içinde yakıldığında tüpün kenarında oluşan su buharı ile hidrojen ve oksijen elementinin varlığı tespit edilir. Organik madde sodyum hidroksit (NaOH) ile birlikte tüp içinde şiddetlice ısıtıldığında tüpün ağzına konulan kırmızı turnusol kâğıdının rengi oluşacak olan amonyaktan (NH3) dolayı mavi renk alır. Kırmızı turnusol kâğıdının maviye çevrilmesi bazların karakteristik reaksiyonudur. Kimyasal bileşikler, eski zamanlarda sağlandıkları kaynaklara göre organik ve anorganik (organik olmayan) olmak üzere iki iki sınıfta toplanmıştır. Bitkisel ve hayvansal kaynaklardan elde edilen ve yalnızca canlı organizmalar tarafından elde edilebileceğine inanılan bileşikler için organik terimi kullanılmıştır. Bu grubun dışındaki bileşikler ise anorganik bileşikler olarak adlandırılmıştır. İlk defa 1828 yılında F. Wöhler, anorganik bir tuz olan amonyum siyanatı ısıtarak canlı organizma ürünü olarak bilinen üreyi elde etmiştir. Bu yöntem ile organik bileşiklerin yalnızca canlı organizmalardan elde edilebileceği inancını da yıkmıştır. Bundan sonra organik kimyayı bitkisel ve hayvansal organik bileşikler ile doğada bulunmayan fakat sentez yolu ile elde edilebilen organik bileşikleri inceleyen bir bilim dalı olarak tanımlayabiliriz. Bu bileşiklerin tümü karbon atomu içerdiklerinden, organik kimyayı karbon bileşikleri kimyası olarak da tanımlayabiliriz. Organik bileşiklerin çoğunda karbon ve hidrojen atomu bulunur. Periyodik cetveldeki elementlerin hemen hepsinden oluşan bileşikler ise anorganik bileşiklerdir. Organik yapılı bileşiklerde bulunan elementler ise periyodik cetveldeki 20 elementi geçmez. Bunlardan organik bileşiklerde en çok bulunan C, H, O, N, S, Cl, Br, I, Pb, F, As ve silisyumdur. Elementler arasında oluşan anorganik bileşikler yüz bin kadarken, organik bileşiklerin sayısı milyonu aşmıştır. Bunun nedeni C elementinin kendine özgü bir yapısı olmasıdır. Karbon atomları birbirine bağlanarak birkaç karbondan binlerce karbon atomu içeren dev moleküllere kadar çeşitli bileşikler oluşur. Bu bileşikler alifatik ya da aromatik olmak üzere iki farklı yapıda olabilirler. Organik yapılı bileşikler bazen aynı kapalı formüle sahip iken farklı yapı formülüne (açık formül) sahip olabilirler. Kapalı formülleri aynı (yapı formülleri) açık formülleri farklı olan bileşiklere izomer bileşik adı verilir. Örneğin etil alkol ve dimetil eter C2H6 kapalı formülüne sahip iken yapı formülleri farklıdır. Anorganik maddelerde böyle bir şey söz konusu değildir. Bu bilgiler doğrultusunda anorganik ve organik maddeleri aşağıdaki gibi karşılaştırabiliriz. Bütün organik maddelerin yapısına C, O, N ve H atomu bulunur. Anorganik maddelerin çoğunda C yoktur. Anorganik maddeler kolay yanarlar. Anorganik maddelerin çoğu yanıcı değildir. Organik bileşikler sıvı, gaz ya da kolay eriyen katı maddelerdir. Katı organik maddeler 25-350 °C arasında erir. Anorganik tuzlar genellikle katı maddelerdir. Erime noktası 350 °C’ın üzerindedir. Organik bileşikler genellikle suda çözünmezler. Anorganik maddelerin çoğu suda çözünürler. Organik bileşikler organik çözücülerde çözünürler. Anorganik bileşikler ise çözünmezler. Organik bileşiklerde izomer çok önemlidir. Anorganik bileşiklerde izomer yoktur. Organik bileşikler kovalent bağ ile oluşur. Anorganik bileşikler ise iyonik bağlarla oluşur. Organik maddelerin reaksiyonları genellikle yavaş ilerler ve asıl ürünün yanında yan ürünler de oluşur. Anorganik bileşiklerde ise genellikle hızlı ve tek ürünlü tepkimeler vardır. Organik maddelerin reaksiyonları katalizör gerektirebilir. Anorganik maddelerin reaksiyonlarında katalizöre ihtiyaç duyulmaz.
Asitlerin Tanımı ve
Genel Özellikleri
Günlük yaşantımızda
kullandığımız turşu, salça, sirke, yoğurt, kola, elma, limon
ve süt gibi besin maddelerinin yapısında bir miktar asit bulunur.
Sulu çözeltilerinde (H+) verebilen bileşiklere asit adı verilir.
Sulu çözeltilerinde H+ iyonu derişimini arttıran maddelere asit
denir. Bazı önemli asitlerin adları ve kimyasal formülleri
şöyledir:
Nitrik asit (HNO3),
Asetik asit (CH3COOH),
Fosforik asit (H3PO4),
Hidroklorik asit (HCI),
Sülfürik asit (H2SO4),
Formik asit (HCOOH),
Karbonik asit (H2CO3).
Asitlerin Genel
Özellikleri
Sulu çözeltilerinde
(H+) iyonu verir. Mavi turnusol kâğıdını etki ederek kırmızıya
dönüştürür. Genellikle suda çok çözünürler. Sulu
çözeltileri elektrik akımını iletir. Seyreltik çözeltilerinin
tadı ekşidir. Örneğin, elmada malik asit, limonda sitrik asit gibi. Metallere etki ederek bunların tuzlarını ve hidrojen gazı
çıkarırlar.
Zn + 2HCl=ZnCl2 + H2,
Fe + H2SO4=FeSO4 H2,
Asitler bazlarla
birleşerek nötrleşme ürünleri olan tuzları oluşturur.
HCl + KOH=KCl + H2O,
HCl + NaOH=NaCl + H2O,
Maddeler üzerinde
yakıcı etkileri vardır.
Tekstilde Kullanılan
Anorganik Asitler
Sülfirik Asit
Fiziksel
özellikleri: H2SO4 formülüne sahiptir. Sülfat asiti veya zaç yağı
olarak da bilinir. Molekül ağırlığı 98,08 gramdır. Genellikle
% 96’lık (66° Be) olarak bulunur. Yoğunluğu 1,84 g/cm³’tür.
pH derecesi 0-1 arasındadır. Renksiz, kokusuz ve yağ kıvamında
bir sıvıdır. Her oranda su ile karışabilir. Piyasada % 96'lık
konsantrasyonlarda bulunur. Derişik kökenli H2SO4 kuvvetli bir su
çekicidir. Karbonhidrat kökenli maddelerden suyu kolaylıkla çeker.
Seyreltik H2SO4 kuvvetli bir asittir. Suda kolayca iyonlaşır. Aktif
metallere H+ iyonu sayesinde etkiler. Bazlarla, asitlerle, tuzlarla
ve oksitleyici maddelerle birleşir.
Aktif metal: Zn +
H2SO4=ZnSO4 H2,
Bazlarla: 2NaOH +
H2SO4=Na2SO4 +2H2,
Oksitleyicilerle: ZnO +
H2SO4=ZnSO4 H2O,
Tuzlarla: NaCl +
H2SO4=NaHSO4 +HCl.
Derişik kökenli H2SO4
kuvvetli bir su çekicidir. Karbonhidrat kökenli maddelerden suyu
kolaylıkla çeker. Sıcak derişik H2SO4 kuvvetli bir yükseltgendir.
Sulu asitlerin etki edemediği civa gümüş bakır gibi metallerle
karbon ve sülfür gibi ametallere yükseltgen olarak etkiler. H2SO4
uçucu asitlerin tuzlarını açığa çıkarır.
NaCl + H2SO4,
NaHSO4 +HCl.
Asitlerin diğer tüm
özelliklerini gösterirler. Derişik asitler seyreltilirken asla
asit üzerine su ilavesi yapılmaz. Su içine azar azar derişik asit
ilave edilmelidir.
Sülfirik Asidin
Tekstilde Kullanıldığı Yerler: Antiklorlama işleminden sonra baz
artıklarının uzaklaştırılmasında kullanılır. Yünlü mamullerin karbonizasyon işleminde kullanılır. Haşıl sökme
işleminde kullanılır. Boyarmaddelerin çözündürülmesinde ve
boyamada pH ayarlamak için kullanılır. İndigo boyarmaddelerin
suda çözünür duruma getirilmesinde kullanılır. Selüloz ve
karışımlarının kimyasal çözücülerle kalitatif ve kantitatif
analizlerle tespitinde kullanılır. Laboratuvarda çeşitli
analizlerde kullanılır.
Sülfirik Asidin
Tanınması: H2SO4 olduğu tahmin edilen sıvı bir deney tüpündeki
3-4 ml su içine damla damla seyreltilir. Bu sıcak seyreltilmiş
sıvıya %10'luk baryum klorür çözeltisi damlatılır. Beyaz bir
çökelek oluşursa bu sülfat iyonlarının varlığını, bu da
sıvının H2SO4 olduğunu kanıtlar.
Hidroklorik Asit: Genel
formülü HCl'dir. Molekül ağırlığı 36,465 gramdır. Halk
arasında tuz ruhu olarak bilinir. Doğada volkan gazlarının içinde
bulunur. HCl gazı -85 °C'de erir. -113 °C'de kaynar. Keskin
kokulu, tahriş edici bir gazdır. Suda çok miktarda çözünür.
HCl gazının sudaki çözeltisi HCl asittir. En derişik hâli
% 38'liktir. Çözelti şişesi açıkta bırakılırsa HCl gazı
çözeltiden ayrılır. Havada su buharı ile birleşerek sis yapar.
HCl gazı çıkışı şişedeki çözelti % 20,24 oluncaya kadar
devam eder. Bu orandaki çözelti 110 °C'de kaynar. Bu tip
çözeltilere azeotropik çözelti denir. HCl asitlerin bütün genel
özelliklerini gösterir.
Kimyasal Özellikleri:
Metallere metal oksitlere ve bazlara etki eder. Aktif metalleri
(magnezyum, alüminyum, çinko, demir vb.) soğukta bile kolaylıkla
çözer.
Mg + 2HCl=MgCl2 + 2H,
Zn + 2HCl=ZnCl2 + 2H,
Metal oksitlere etkisi
MgO + 2HCl=MgCl2 + H2O,
CaO + 2HCl=CaCl2 + H2O,
Diğer asitler gibi
bazlara etki ederek nötrleşirler.
NaOH+ HCl=NaCl + H2O.
Hidroklorik Asidin
Tanınması
HCl asit genize kaçan
keskin kokulu dumanından hemen tanınır. HCl asit çözeltisine
seyreltik gümüş nitrat çözeltisi damlatıldığında beyaz gümüş
klorür çöker.
Hidroklorik Asidin Tekstilde Kullanıldığı Yerler: Nötrleştirme işlemlerinde kullanılır. Boyama ve çeşitli kimyasal işlemlerde pH ayarlamada kullanılır. Yünlü mamullerin karbonizasyon işleminde kullanılır. H2SO4'ın kullanıldığı her yerde kullanılabilir. Fakat H2SO4'e göre daha pahalı olması nedeniyle tercih edilmez.
Hidroklorik Asidin Tekstilde Kullanıldığı Yerler: Nötrleştirme işlemlerinde kullanılır. Boyama ve çeşitli kimyasal işlemlerde pH ayarlamada kullanılır. Yünlü mamullerin karbonizasyon işleminde kullanılır. H2SO4'ın kullanıldığı her yerde kullanılabilir. Fakat H2SO4'e göre daha pahalı olması nedeniyle tercih edilmez.
Tekstilde Kullanılan
Organik Asitler
Organik asitlere,
yapılarında karboksil grubu (-COOH) bulunduğundan karboksilli
asitler de denir. Karbon ve hidrojenden oluşmuş bileşiklerdir.
Organik kimyada bir karbonun dört bağı, hidrojenin bir bağı
vardır. Organik asitlerde reaksiyona daha yatkın grup olan
karboksil gruba (-COOH) fonksiyonel grup denir. Küçük moleküllü
karboksilli asitler keskin ve pis kokarlar. Özellikle C4-10
karbonlular oldukça pis kokarlar. Bozulan tereyağı ve peynir
kokusu bu asitlerin açığa çıkmasındandır. Karboksilli asitler,
hidrofil (suyu seven) ve hidrofob (suyu sevmeyen) kısımlardan
meydana gelmiştir. Hidrofil kısım karboksil grubu, hidrofob kısım
alkil kısmıdır Alkil kısmı büyüdükçe hidrofob özellik
artar. Bir karboksilik asiti genel olarak aşağıdaki gibi
gösterebiliriz.
Karboksilik Asitlerin Kimyasal Özellikleri
Hidrojen iyonu vererek
bulundukları ortamı asidik yaparlar.
R-COOH + H2O=R-COO- +
H3O,
Metallerle metal
karboksilat tuzu oluştururlar. Hidrojen gazı açığa çıkar.
R-COOH + Na=R-COONa +
1/2H2,
Bazlarla su ve tuz
oluşturur.
R-COOH + KOH=R-COOK +
H2O.
Asetik Asit
Kimyasal formülü
CH3COOH'tir. Molekül ağırlığı 60,05 gramdır. Halk arasında
eskiden beri sirke olarak kullanılan maddedir. Şarabın mayalanma
ile ekşimesinden meydana gelir. Sirkenin ekşi olması asetik
asitten kaynaklanır. Sirke doğal asetik asidin seyreltik hâlidir.
Saf asetik asit renksiz ve keskin kokuludur. Su ile her oranda
birleşebilir. Piyasada %30'luk, %60'lık ve %99-100'lük (buz
sirkesi) olarak bulunur. Organik asitlerin tüm özelliklerini
gösterir. Saf olursa cildi yakar.
Asetik Asitin
Tanınması: Keskin kokusundan hemen tanınır. Renksiz ve şeffaf
bir çözeltidir.
Asetik Asidin Tekstilde
Kullanıldığı Yerler: Zayıf bir asit olduğundan, polyester
liflerinin terbiye işlemlerinde kullanılır. Ağartma işlemleri
sonrasında bazik ortamda yıkama yapılır. Bu yıkamalarda
kullanılan alkali artıklarının nötrleştirilmesinde kullanılır.
Yün, pamuk boyamasındaki yıkama işlemlerinin nötralizasyonunda
kullanılır. Polyester boyamada banyo pH'ının ayarlanmasında
kullanılır. Yünün asit boyarmaddelerle boyanmasında pH ayarlama
kullanılır. Polyester baskı patlarının pH'ının
ayarlanmasında kullanılır. Pamuklu kumaşların bitim işlemlerinde
pH’ının ayarlanmasında kullanılır.
Formik Asit
Genel formülü
HCOOH'tır. Molekül ağırlığı 46,03 g'dır. Piyasada
%85-90’lık oranlarda bulunur. İndirgen özelliği vardır. 1,5 kg
%85’lik asetik asit yerine 1 kg %85’lik formik asit kullanılır.
Mono karboksilli asitlerin ilk üyesidir. Karınca salgısında,
ısırgan otu ve bazı ısırıcı böceklerin özsuyunda bulunur.
İlk defa Latince formica denilen kırmızı karıncada bulunduğu
için formik asit özel adını almıştır. Suda iyi çözünür.
Keskin ve batıcı kokuludur. Mono karboksilli asitlerin en
kuvvetlisidir. Karboksilik asitlerin tüm özelliklerini gösterir.
Karboksil karbonunda hidrojeni olan tek asittir. Deriye az miktarda
temas ederse arı sokmuş gibi acı verir. Fazlası yara açar. Balda
az miktarda bulunan formik asit balın bozulmasını önler.
Formik Asidin
Tanınması: Formik aside gümüş nitrat çözeltisi katılıp
ısıtıldığında beyaz bir çökelek oluşur. Bu çözeltiye bir
miktar alkali damlatıldığında gümüş açığa çıkar ve
çökeleğin rengi siyaha döner. Formik aside civa (II) klorür
çözeltisi katıldığında beyaz bir çökelek oluşur. En fazla
dikkat edilmesi gereken formik asidin içinde demir ve sülfat
iyonlarının bulunmasıdır. Asit bidonlarının içinde başlangıçta
olmadığı hâlde bir süre sonra çözelti ve kristalizasyon olması
asidin saf olmadığını gösterir. Çünkü doygun olan asit
çözeltisinde sülfatlar zamanla çökerek ayrılmaya başlar. Bu da
asidin bome derecesinin sülfürik asit ile yükseltilmiş karışık
bir asit kompozisyonunda olduğunu gösterir.
Formik Asidin Tekstilde
Kullanıldığı Yerler: Yün boyamacılığında kullanılır. Su
geçirmez kumaşların emdirme işlemlerinde kullanılır. Bitim
işlemlerinin pH ayarlamasında kullanılır. Polyester mamullerin
terbiye işlemlerinde pH ayarlamada kullanılır.
Fosforik Asit
Genel formülü
H3PO4'tür. Piyasada %75’lik çözelti hâlinde bulunur. Havanın
nemi ile birleşerek fosforik asit oluşturur. Fosforik aside fosfat
denir. Saf fosforik asit renksiz, kristaller halinde bir katıdır.
Fosforik Asidin
Tekstilde Kullanıldığı Yerler: Baskıda fikse maddesi olarak
kullanılır. Yünün asit boyarmaddeleriyle boyanmasında asetik
asit yerine kullanılabilir. Güç tutuşurluk apre işleminde
katalizör olarak kullanılır.
Tanen (Tannik Asit)
Doğal kaynaklardan
elde edilen bir karbonhidrattır. Bazik boyarmaddelerin mordanı
olarak ve tanen tartarametrik ile haslık geliştirme işleminde
kullanılır. Mordan: Bir mordan boyarmaddesi ile birlikte elyafın
içinde veya üstünde bir kompleks oluşturmak için elyafa
uygulanan maddeye verilen isimdir. Boyamaların kalitesini
yükseltmek, haslıklarını ve boyarmadde alma kabiliyetini
arttırmak için iplik ve kumaşların ön işlem ile krom,
alüminyum, demir gibi metal tuzlarının aktarılması işlemidir.
Tartarik Asit
Genel amaçlı organik
madde olarak kullanılır. Genel formülü H2C4H4O6dır.
Bazlar
Bazların Özellikleri:
Sulu çözeltilerine OH- iyonu veren maddelere baz denir.
Bazların Genel
Özellikleri: Kırmızı turnusol rengini maviye çevirir. Genellikle
suda çözünürler. Çözeltileri elektrolittir. Çözeltilerinin
tadı acıdır. Elde kayganlık duygusu uyandırır. Genelde metale
etki etmezler. Ancak amfoter metallerle bunların oksitlerine ve
hidroksitlerine etki eder.
Asitlerle nötrleştirme
reaksiyonu vererek tuz oluştururlar.
HCl + NaOH=NaCl + H2O,
HCl + KOH=KCl + H2O,
Tekstilde Kullanılan Anorganik Bazlar
Sodyum Hidroksit: Genel
formülü NaOH’tır. Molekül ağırlığı 40 g'dır. Piyasada
sudkostik veya pulsudkodtik (yakıcı sud) olarak bilinen katı ya da
38-40 °Be (% 35’lik) hâlde bulunurlar. Kuvvetli bir bazdır. pH
aralığı 13-14’tür. Yarı saydam kristallerden meydana
gelmiştir. Suda çok ve ısı vererek çözünürler. Havanın
nemini ve derinin suyunu çeker. Yakıcı etki yapar. Yünü, ipeği
ve diğer protein elyafı parçalayarak çözer. Havadan
karbondioksit çeker.
2NaOH+CO2=Na2CO3 + H2O,
Asitlerle birleşir.
Birleşmede su ve tuz oluşur.
NaOH+ HCl=NaCl + H2O,
Tekstilde Kullanıldığı
Yerler: Protein elyafın kimyasal çözücülerle tanınmasında
kullanılır. Selüloz esaslı mamullerin merserizasyon işleminde
kullanılır. Pamuklu kumaşların ağartma işleminde kullanılır.
Selüloz esaslı mamullerin boyanmasında kullanılır. Çünkü
NaOH’in yüksek pH’a sahip olması selülozu boyayan
boyarmaddelerin reaksiyona girmesini kolaylaştırır. Rejenere
selüloz liflerinin elde edilmesinde doğal kaynaklardan saf selüloz
elde edilmesinde kullanılır. Polyesterin boyama sonrası redüktif
yıkamada kullanılır.
Sodyum Hidroksitin
Tanınması: Sodyum hidroksit indikatör kâğıdını koyu maviye
boyamasından ve sodyum iyonları içerdiğinden alev testi ile hemen
tanınır. Sudkostik çözeltisine daldırılıp çıkartılan platin
tel, aleve tutulduğunda sarı alev çıkar.
Potasyum Hidroksit:
Potas kostik de denir. Genel formülü KOH’tır. Molekül ağırlığı
56,104 g’dır. Tekstilde yaygın bir kullanımı yoktur. Alkali
ihtiyacı olan işlemlerde NaOH yerine kullanılabilir. Endüstride
arap sabunu üretiminde, pillerde elektrolit olarak ve gübre
yapımında kullanılır.
Tekstilde Kullanılan
Organik Bazlar
Sodyum Karbonat (Soda): Genel formülü Na2CO3'tür. Molekül ağırlığı 106,004 gramdır. Piyasada kalsine (% 98 susuz) veya kristal hâlde bulunur. Kalsine (Na2CO3.H2O) hâlde bulunduğunda molekül ağırlığı 276 gramdır. Orta kuvvette bir bazdır. pH aralığı 11-11,5'tur. Doğada kristal şeklinde bulunduğu gibi acı göllerin suyunda çözünmüş olarak da bulunur.
Sodyum Karbonat (Soda): Genel formülü Na2CO3'tür. Molekül ağırlığı 106,004 gramdır. Piyasada kalsine (% 98 susuz) veya kristal hâlde bulunur. Kalsine (Na2CO3.H2O) hâlde bulunduğunda molekül ağırlığı 276 gramdır. Orta kuvvette bir bazdır. pH aralığı 11-11,5'tur. Doğada kristal şeklinde bulunduğu gibi acı göllerin suyunda çözünmüş olarak da bulunur.
Sodyum Karbonatın
Tanınması: Çözeltinin soda olup olmadığını anlamak için
kızgın platin bir teli çözelti içine daldırıp ardından aleve
tutmak gerekir. Alevin koyu sarı bir renk alması soda varlığını
gösterir.
Sodyum Karbonatın
Tekstilde Kullanıldığı Yerler: Lycra/polyester karışımı
mamullerin boyama sonrası redüktif yıkama işleminde NaOH yerine
kullanılır. Selülozik esaslı mamullerin reaktif boyarmaddelerle
boyanmasında yardımcı madde olarak kullanılır. Reaktif
boyarmaddelerle boyamada ortamın bazikliği selüloz elyafın reaksiyona girmesini kolaylaştırır. Fikseyi sağlar. Reaktif baskı
patında pH ayarlamada kullanılır. Sodyum Bikarbonat Genel formülü
NaHCO3'tür. Molekül ağırlığı 84 gramdır. Zayıf bir bazdır.
Sudaki çözeltisinin pH aralığı 8-8,5’tur. Ağzı sıkıca
kapatılmış şişeler içinde rutubetsiz yerlerde saklanmalıdır.
Aksi hâlde rutubet alarak parçalanır ve sodaya dönüşür.
Sodyum Bikarbonatın
Tanınması: Deney tüpüne biraz saf su ve fenolftalein çözeltisi
ve bikarbonat olduğu düşünülen madde konur. Koyu pembe renk
oluşursa bu madde soda; açık pembe renk oluşursa bikarbonattır.
Sodyum Bikarbonatın
Tekstilde Kullanıldığı Yerler: Düşük alkali ortamlara
dayanıklı kumaşlarda soda ve sudkostik yerine kullanılır.
Özellikle viskonun boyama ve baskı işlemlerinde kullanılır.
Kalsiyum Karbonat:
Genel formülü CaCO3'tır. Molekül ağırlığı 100,1 gramdır.
Zayıf bir bazdır. Asitlerin nötralizasyonunda kullanılır.
Potasyum Karbonat
(Potaşe): Genel formülü K2CO3'tır. Molekül ağırlığı 138,2
g'dır. Tekstilde yaygın bir kullanım alanı yoktur. Sadece küp
boyarmadde baskı patında pH ayarlamak için kullanılır.
Amonyak: Genel formülü
NH3’tür. Molekül ağırlığı 17 g’dır. Renksiz, keskin
kokulu yakıcı bir gazdır. Fazla koklanırsa gözyaşı getirir.
Suda kolay çözünür. Oda sıcaklığında sulu amonyak çözeltileri
% 35 amonyak içerir. Amonyak çözeltisi bazik özellik gösterir.
Birçok anorganik madde için uygun bir çözücüdür. Piyasada
amonyum hidroksit (NH4OH) bileşiği olarak % 25’lik
konsantrasyonlarda bulunur. Şiddetli ısı karşısında N ve H'e
ayrılır. NH3 gazı oksijen karşısında sarımtrak bir alevle
yanar.
Amonyağın Tanınması:
Kendine özgü keskin kokusundan kolayca tanınır. Bir amonyak
şişesinin yanında HCl şişesi tutulursa şişelerden çıkan NH3
ve HCl buharları birleşerek beyaz amonyum klorür sisleri oluşur.
Amonyağın Tekstilde
Kullanıldığı Yerler: Düşük alkali ortamlara dayanıklı
kumaşlarda soda ve sudkostik yerine kullanılır. Özellikle
viskonun boyama ve baskı işlemlerinde kullanılır. Pamuk/polyester karışımlarının ön terbiyesinde, liflerde ağırlık kaybına
yol açmayacağı için tercih edilir. Pigment baskı patında
bağlayıcının (binderin) erken polimerleşmesini önler. Sıcaklık
arttıkça amonyak gaz hâline geçerek pattan ayrılır, böylece
binderin polimerleşmesi sağlıklı bir şekilde gerçekleşir.
Baskı patlarında gerekli viskoziteyi sağlayacak sentetik
kıvamlaştırıcılar, amonyak ilavesi ile şişirilebilir.
Sodyum Silikat: Genel
formülü Na2SiO3 tür. Su camı da denir. Molekül ağırlığı
206,36 g'dır. Sodyum silikat, sodyum oksit ve silisyum dioksitin
çeşitli oranlarda karışımıdır. Zayıf bir bazdır. Piyasada
yaygın olarak 37–40° bome hâlinde bulunur.
Sodyum Silikatın
Tanınması: Sodyum silikat çözeltisinde hidroklorik asit veya
amonyum klorür jölemsi bir çökelek oluşturur. Seyreltik sodyum
silikat çözeltisi hazırlanır. İçine bir parça amonyum molibdat
koyulur ve seyreltik nitrik asit (HNO3) ile ısıtılır. Sarı
rengin oluşması silikat olduğunu gösterir.
Sodyum Silikatın
Tekstilde Kullanıldığı Yerler: Reaktif boyarmaddelerle boyama ve
baskı işlemlerinde kullanılır. Pamuklu kumaşların pişirme
işlemlerinde pas lekelerinin oluşumunu engellemek için kullanılır.
Peroksit ağartmada H2O2 stabilizatörü olarak kullanılır. Sodyum
silikat ilavesi, aktif ağartma maddesi olarak işlev yapan atomik
oksijenin serbest hâle geçmesini yavaşlatır. Hiçbir ağartma
etkisi olmayan ve atmosfere karışan moleküler oksijen oluşumu
kontrol edilmiş olur. Ağartma banyosunun bazikliğini
arttırılmasına imkân veren tampon olarak kullanılır. Günümüzde
sodyum silikatın yerini artık organik stabilizatörler almıştır.
Çünkü sodyum silikatın magnezyum tuzu ile reaksiyona girmesi,
çözünmeyen katı magnezyum silikatı oluşturur. Bu parçalar
pamuklu mamul ve makine üzerinde birikir. Bu biriken kalıntılar
boyama işlemlerinde zorluk çıkarır ve pamuğun tutumunu
sertleşmesine neden olur.
Yükseltgen Maddeler
Bir maddenin elektron
kazanması olayına yükseltgenme ya da oksitlenme denir. Bir
maddenin elektron kazanması olayına ise indirgenme denir. İndirgeme
ve yükseltgeme reaksiyonlarına redoks denir. Redoks sırasında bir
yükseltgenme maddesi indirgenirken indirgeme maddesi yükseltgenir.
Hidrojen Peroksit: Genel formülü H2O2 dir. Molekül ağırlığı 34,06 g’dır. En yaygını % 50 lik olanıdır. Şarap kıvamında renksiz, kokusuz bir sıvıdır. Kalın bir tabaka hâlindeyken hafif mavimtırak bir renge sahiptir. Susuz olarak saklanamazlar. Ticari olarak % 27.5, %30, % 35, % 50, %70 ve %3’lük olarak satılır. %3’lük H2O2 çözeltisi yara temizlemede oksijenli su olarak kullanılır. %35’lik çözeltisine perhidrol adı verilir. H2O2 in saf olarak saklanması ve nakliyesi zordur. Hidrojen peroksit uygun depolama şartlarında tutulduğunda, bu ürünün saflığından ve içine konulan stabilizatörden dolayı, aktivitesinden uzun süre pek bir şey kaybetmez. % 27.5 - % 50'lik hidrojen peroksit düzgün çalışıldığında kullanım açısından güvenlidir. Ancak hidrojen peroksit güçlü bir oksitleyicidir ve oksitlenebilir ya da yanabilen maddelerin üzerinde kuruması hâlinde patlamaya ya da yangına sebep olabilir. Hidrojen peroksitin bazı organik maddelerle birleşmesi patlayıcı bir kombinasyon oluşturabilir. Normalde saf hidrojen peroksit kolay kolay bozunmamakla birlikte, metal, toz, alkali, ısı gibi faktörler hızlı bozunmaya yol açarlar. Hidrojen peroksit cam damacanalarda, ağzı gazın dışarı çıkmasını engelleyen tıpalarla kapatılarak saklanmalıdır. Hatta cam kapların iç yüzeyi parafinlenirse hidrojen peroksitin cam ile reaksiyona girip zayıflaması önlenmiş olur. Hidrojen peroksit ile temas halinde deriyi ve gözleri tahriş eder. Yutulması durumunda ani oksijen çıkışıyla iç organlarda yaralanma yapar. Bu yüzden çok dikkatli kullanılmalı, depolama alanları temiz ve tozdan arındırılmış olmalı, aşırı sıcaklıklara maruz kalmamalıdır. Kullanımdan sonra kapaklar kapalı tutulmalıdır. Alkali, metal ve oksitlenebilir maddelerden uzakta tutulmalıdır. H2O2 kolayca su ve oksijene parçalanabilir. H2O2 bir yükseltgeme maddesi olmasına rağmen bir başka yükseltgeme maddesi tarafından yükseltgenebilir.
CaOCl2 + H2O2=CaCl2 +
H2O + O2
Hidrojen Peroksitin
Tanınması: Bir deney tüpü içine birkaç ml seyreltik potasyum
bikromat (K2Cr2O7) konulup sülfirik asit (H2SO4) ile
asitlendirilir. Üzerine birkaç mililitre eter konup iyice
soğutulur. Eğik durumda tutulan tüpün iç çeperinden analiz
çözeltisi akıtıldığında hidrojen peroksit bulunması durumunda
sulu çözelti ile eter fazı arasında koyu mavi bir halka oluşur.
Bu halka bir süre sonra kaybolur.
Hidrojen Peroksitin
Tekstilde Kullanıldığı Yerler: Doğal ve rejenere selülozik
elyaf (pamuk, keten viskon vs.), protein elyaf (yün, ipek) ve
polyester/pamuk karışımlarının ağartma işlemlerinde
kullanılır. Genel amaçlı oksidasyon ve maddesi olarak boyama ve
baskı işlemlerinde kullanılır. Tahrip olmuş yünlü mamullerin
boyanmasında egalize maddesi olarak kullanılır.
Sodyum Klorit: Genel
formülü NaClO2'dir. Molekül ağırlığı 90.5 g'dır. Sarımtrak
renkte, berrak bir sıvıdır. 20 °C’deki suda her oranda çözünür.
Ticari olarak % 80'lik toz veva % 26'lık sıvı olarak satılır.
Düzgün kullanıldığında güvenlidir. Depolanmasına ve kullanım
şartlarına dikkat edilmelidir. Toz hâldeki sodyum klorit, higroskopik (çabuk nem çeken) bir oksitleyicidir. Bu nedenle ısı,
katalitik etki, yağlar, lastik, kauçuk, sülfür bileşikleri,
asitler, indirgeyici maddeler, amonyum bileşikleri ve siyanürler
bozunmasına neden olur. Yanıcı maddelerle karışımından
patlayıcı madde oluşur. Özellikle ısı, sürtünme ve çarpma
patlamaya sebep olabilir. Asitlerle bir araya geldiğinde klor
dioksit ortaya çıkar ve bu zehirli bir gazdır. Bozunma sırasında
oksijen gazı da çıkarabildiğinden yanma ve patlama için ayrıca
havalı ortam gerektirmez. Nemli ya da sıvı materyal oldukça
korosiftir. Deri ve gözlere çok kötü zarar verir.
Sodyum Kloritin
Tekstilde Kullanıldığı Yerler: Sodyum klorit ile beyazlatma
işleminin en büyük dezavantajı, asidik ortamda çalışılmasıdır.
Bununla birlikte zehirli klor dioksit gazı çıkışı ve korosif
bir madde olması kullanımını sınırlar. Ancak asidik ortamda
kullanılması nedeniyle metal safsızlıklara karşı hassasiyeti
daha azdır. Rejenere selüloz ve alkaliye karşı hassas olan
selüloz asetatın ağartılmasında kullanılır. Bunun yanında
akrilik elyafın ağartılmasında kullanılır. Poliüretan ve
protein elyaf mamullerinde kesinlikle kullanılmamalıdır. Günümüzde
poliamid mamullerin ağartılmasında kullanılır.
Sodyum Hipoklorit:
Genel formülü NaClO’dır. Molekül ağırlığı 74,45 g’dır.
Halk arasında çamaşır suyu denir. Genellikle 140 g/l aktif klor
içeren çözelti hâlinde bulunur.
Sodyum Hipokloritin
Tanınması: Çözeltiye az miktarda hidroklorik asit (HCl)
döküldüğünde zehirli klor dioksit gazı açığa çıkar. Nötr
ortamda kuvvetli yükseltgen özellik gösterir. Sodyum hipoklorit
(NaClO) çözeltisine sodyum bikarbonat (NaHCO3) katıldıktan sonra
indigo çözeltisi damlatılırsa renk sarıya döner.
Sodyum Hipokloritin
Tekstilde Kullanıldığı Yerler: Tekstil terbiyesinde genel amaçlı
oksidasyon maddesi olarak pamuk ve sentetik liflerde yüksek etkili
ağartma malzemesi olarak kullanılır. Günümüzde oda sıcaklığında
yapılan ağartma işlemlerinde, yüksek beyazlık istenildiğinde
hipoklorit ağartması hidrojen peroksit ağartması ile kombine
edilerek kullanılır. Baskıcılıkta şablon soldurma işleminde
kullanılır.
Sodyum bikromat: Genel formülü Na2Cr2O7'dir. Molekül ağırlığı 262 g'dır. Tekstilde yün boyamacılığında kullanılır. Pamuklu mamullerin bitim işlemlerine oksidasyon maddesi olarak kullanılır, fakat rengin matlaşma ihtimali vardır.
Potasyum bikromat: Genel formülü K2Cr2O7 dir. Molekül ağırlığı 294 g'dır. Çözeltileri turuncu renktedir. Tekstilde yün boyamacılığında kullanılır. Pamuklu mamullerin bitim işlemlerine oksidasyon maddesi olarak kullanılır. Sodyum bikromata göre daha çok tercih edilir. Baskı şablonu hazırlamada aşındırma maddesi olarak kullanılır.
Potasyum Permanganat: Genel formülü KMnO4'tür. Molekül ağırlığı 158,032 g'dır. Permanganatlar dayanıksız bir asit olan mangan oksidin tuzlarıdır. Haslık yükseltme işlemlerinde kullanılır. Keçeleşmezlik bitim işlemlerinde kullanılır. Pamuklu kumaşların ağartılmasında, boya sökmede oksidasyon maddesi olarak kullanımı vardır. Ancak günümüzde yaygın değildir. Çözeltileri tekstilde kullanılan diğer kimyasalların kantitatif analizlerinde kullanılır.
Sodyum Nitrit: Genel
formülü NaNO3'tür. Molekül ağırlığı 69 g'dır. Kuvvetli
asidik ortamda kullanılır. Bazik ortamda indirgen özellik
gösterir. Su çekme yeteneği vardır. Suda çabuk çözünür.
İpekli mamullerin ağartılmasında kullanılır. Küp
boyarmaddelerin aşırı indirgenmeye karşı korunmasında
kullanılır. Tekstil terbiyesinde oksidasyon maddesi olarak
kullanılır.
İndirgen Maddeler
Sodyum ditiyonit: Genel
formülü Na2S2O4'tür. Molekül ağırlığı 174,10 gramdır.
Hidrosülfit de denir. Kuvvetli bir indirgendir. Turnusol kağıdının
rengini açar. Piyasada toz sodyum ditiyonit % 90’lık oranda
bulunur. %10 kadar sodyum sülfat, sodyum klorür ve sodyum karbonat
bulunur. Tekstil terbiyesinde hatalı boyamaların sökülmesinde ve
aşındırma baskılarda kullanılan indirgen maddedir. Polyester ve
polyester/pamuk karışımlarının boyama sonrasındaki redüktif
yıkamasında kullanılır. Pamuk, yün, ipek ve karışımlarının
redüktif ağartılmasında kullanılır. Tek başına polyamid
elyafın ağartma işlemlerinde kullanılır. İndirgen madde olarak
pamuk ve karışımlarının küp ve kükürt boyarmaddeleriyle
boyanmasında kullanılır. Pişirme işleminde indirgen madde olarak
kullanılır.
Sodyum Sülfür: Genel
formülü Na2S'tür. Molekül ağırlığı 78,05 g'dır. Zırnık
da denir. Kalsine ve kristal hâlde bulunur. Kalsine hâlde %55-60 oranında sodyum sülfür içerir. Kuvvetli alkali indirgen maddedir. Kuru
hâldeki sodyum sülfür kapalı varillerde saklanmalıdır. Sulu
hâlde bulunan sodyum sülfür ancak birkaç gün dayanabilir. Sodyum
sülfür bakır, alüminyum ve bunların alaşımlarından yapılmış
cihazlara zarar verir. Özellikle kükürt boyarmaddeleriyle yapılan
boyama işlemlerinde bu tür cihazlar kullanılmamalıdır. Tekstilde
yalnızca kükürt boyarmaddeleri ile pamuklu boyamada kullanılır.
Dericilikte liflerin deri üzerinden ayrılmasında kullanılır.
Sodyum bisülfit: Genel
formülü NaHSO3'tür. Zayıf indirgen özellik gösterir. Genelde
antiklorlama maddesi olarak kullanılır. Oksidasyon maddelerinin
etkisine karşı indirgen madde olarak kullanılır.
Tuzlar
Asidik bazik çözeltiler
eşdeğer oranda birbirleriyle karıştırılırlarsa çözelti ne
asit ne de baz reaksiyonu verir. Böyle bir çözelti nötrdür. Bu
olaya nötralleşme veya nötralizasyon denir. Asit ve bazların
birbirleriyle reaksiyona girmeleri sonucunda tuzlar oluşur. Tuzlar,
sulu çözeltilerinde (+) ve (-) yüklü iyonlarına ayrışabilen
kimyasal bileşiklerdir. Üç kısımda incelenir;
Nötral tuz: Reaksiyona
giren asit ve baz miktarı eşdeğer oranda ise nötral tuz oluşur.
Asit tuzu: Reaksiyona
giren asit miktarı baz miktarından fazla ise asit tuzu oluşur.
Bazik tuz: Reaksiyona
giren asit miktarı baz miktarından az ise bazik tuz oluşur.
Tekstilde çoğunlukla kullanılan tuz türleri şunlardır:
Tekstilde çoğunlukla kullanılan tuz türleri şunlardır:
Sodyum Klorür:
Kimyasal formülü NaCl'dir. Molekül ağırlığı 58,5 gramdır.
Sulu çözeltisi nötr pH verir. Katı bileşiklerdir ve suda kolayca
çözünür. Halk arasında sofra tuzu olarak bilinir. Doğada kaya
tuzu yatakları şeklinde bulunduğu gibi deniz suyunda % 3 oranında
bulunur. Karakteristik tuz tadındadır. NaCl deniz sunundan % 96
saflıkta elde edilebilmektedir. Kaya tuzu yataklarından NaCl
çıkarmak için normal galeri sistemi uygulanır. 780 C’de erir.
NaCl bileşiğinin çözünürlüğü sıcaklık ile çok az değişir.
Örneğin 100 cm³ su 0 C'de 35,5 g NaCl çözerken 100 C’de
ancak 39,1 g NaCl çözer.
Sodyum Klorürün
Tanınması: 1 damla tuz çözeltisine 1 damla AgNO3 (gümüş
nitrit) damlatıldığında beyaz görünüşlü alüminyum klorür
(AgCl) çöker ve 3-4 damla nitrik asit (HNO3) damlatıldığında
yeniden çökelir.
Sodyum Klorürün Tekstilde Kullanıldığı Yerler
Boyama yardımcı maddesi (elektrolit) olarak kullanılır. Birçok boyarmadde sınıfı için boyamayı düzgünleştirici, boyarmadde alımını yavaşlatıcı veya hızlandırıcı olarak kullanılır.
Sodyum Klorürün Tekstilde Kullanıldığı Yerler
Boyama yardımcı maddesi (elektrolit) olarak kullanılır. Birçok boyarmadde sınıfı için boyamayı düzgünleştirici, boyarmadde alımını yavaşlatıcı veya hızlandırıcı olarak kullanılır.
Sodyum Sülfat: Kimyasal formülü Na2SO4 ya da kalsinedir. Glauber tuzu adıyla bilinir. Katı, beyaz bileşiklerdir. Suda kolayca çözünür.
Sodyum Sülfatın
Tanınması: Na2SO4 sulu ortamda 2Na2+ ve SO4- anyonlarına
ayrılır. 1 damla SO4- üzerine 1 damla Ba damlatıldığında
beyaz görünüşlü baryum sülfat çökelir. Bu çökelek hiçbir
çözücüde çözünmez.
Sodyum Sülfatın
Tekstilde Kullanıldığı Yerler: Boyama yardımcı maddesi
(elektrolit) olarak kullanılır. Birçok boyarmadde sınıfı için
yapılan boyamayı düzgünleştirici, boyarmadde alımını
yavaşlatıcı veya hızlandırıcı olarak kullanılır. Apre
işlemlerinde dolgu maddesi olarak kullanılır.
Magnezyum Sülfat: Genel formülü MgSO4'tür. Acı tuzda denir. 100 C’nin üzerindeki kurutmalarda asidik reaksiyon vererek liflere zarar verir. Higroskobik özelliği vardır. Tekstilde ağırlaştırıcı olarak kullanılır.
Bakır Sülfat: Göz taşı olarak bilinir. Genel formülü CuSO4'tir. Tekstilde çeşitli boyama ve baskı işlemlerinde genel amaçlı bakır tuzu olarak kullanılır.
Amonyum Asetat: Genel formülü CH3CONH4'dür. Zayıf asidik özellik gösterir. Zayıf asidik ortamda yapılan yün boyamacılığında kullanılır.
Sodyum Asetat: Genel formülü NaC2H3O2.3H2O'dur. Tekstil boyamacılığında pH dengesini sağlayıcı tampon madde olarak kullanılır.
2 yorum:
tekstil mühendisliği değil sanki kimya mühendisliği
kumaş üretiminde gerekli olan maddeler, tekstilde kullanılan asit çeşitleri, tekstildeki asitler bazlar ve tuzlar, tekstil kimyasalları, tekstilde kullanılan kimyasallar,
Yorum Gönder