Hasır (wicker, wickerwork), kurumuş bitki saplarından, saz gövdelerinden veya
rafyadan örülmüş, genellikle taban döşemesi, bazen duvar ve tavan kaplaması olarak kullanılan bir cins ot kilim. Hasırın bazı türleri, kolaylıkla toplanarak dürülebilir. Kullanıldığı yere, yapıldığı malzemeye göre değişik türleri vardır. Kaba hasır kalın sazlardan örülür, altlık sergisi olarak oda tabanlarında, kır yemeklerinde, kır kahvelerinde, gezi yerlerinde kullanılır.
Kefen ve tabut yerine Anadolu'nun birçok yerinde kullanıldığı da olur. Sebze, meyve taşımak için kullanılan zembil, damacana ve büyük şişelerin çevresine örülen koruyucu kaplar da genellikle hasırdandır. Eskiden halıların altına, yere serilir, duvara asılır, camilerde yaygı olarak kullanılırdı. İnce hasırla, şapka, çanta, sofra örtüsü, eteklik gibi çeşitli eşyalar yapılır. Bugün daha çok bitki lifleri yerine sunî elyaf kullanılarak hasır örülmektedir. Koltuk, iskemle ve taburelerin oturacak yerlerini hasır örgüden yapmak 17. yüzyılda başlamış, temiz ve zarif görünüşü dolayısıyla gitgide değer kazanmıştır.
|
Hasır ürünler uzun yıllardır kilim, çit ve hediyelik eşya gibi ürünlerin üretiminde kullanılmaktadır. |
Hasırcılık doğal yollarla göl ve dere kenarlarında yetişen bazı bitkilerin sap, yaprak ve dallarını, çeşitli şekillerde dokuma metodu olarak tanımlanabilir. Hasırın kullanılmaya başlanması ve bir
ev dekorasyon malzemesi olarak ihtiyaç halini alması, Türklerin geleneksel ev mimarisi ve ev içindeki yaşama koşulları, dolayısıyla gelenekleri ile yakından ilgilidir. Hasır sözü Arapçadır. Orta Asya kökenli Türk dilinde yiken de denilir. Ahilik sistemi içerisinde oldukça yaygın olan mesleklerden birisi idi. Osmanlılarda imalatı ve ticareti oldukça yaygındı. İstanbul’da bu sektörde çalışanların oluşturduğu Hasırcılar Çarşısı adlı bir mekân vardı.
0 yorum:
Yorum Gönder