Tekstil ve Moda

Yağcıbedir Halısı

Yağcıbedir halıları, özellikle Balıkesir'in Sındırgı ve Bigadiç köylerinde, yörükler tarafından dokunan ve önemli kültürel değere sahip motifleri olan bir halı türüdür. Yağcıbedir, desen-renk özelliği: Stilize edilmiş bitkisel motifler ve geometrik motiflerin çift taraflı mihrap meydana getirecek şekilde halı yüzeyine dağılımıdır. Mihrabın içi geometrik motiflerle süslenmiştir. Lacivert, koyu mavi, kırmızı ve tonları, kahverengi ve tonları, fes rengi ana renklerdir. Halının lacivert zeminli dokuması ortasında çizgi şeklinde yol ve bordüründe de su şeklinde olan beyaz renk en önemli özelliğidir. 

Tarihçe 
Osmanlı İmparatorluğu zamanındaki iskân hareketleri sonucunda Batı Anadolu'da Bergama çevresine yerleşen Yörükler; bölgedeki sanat anlayışıyla kaynaşmışlar ve Selçuklu sanatının da etkilerini taşıyan ürünler ortaya koymaya başlamışlardır. Bu bölgede dokunan ve Bergama halı grubunun alt kolları olarak literatürlere geçen Yuntdağ, Kozak ve Yağcıbedir halılarının eski örneklerinde bu etkiler izlenebilmektedir. 1691 yılındaki iskân hareketleriyle Adana ve çevresine yerleşmek zorunda kalan Yaycı Yörükleri, çok kısa bir süre sonra bölgedeki salgın hastalıklardan kaçarak, Sındırgı ve çevresine gelmişlerdir. 

Faruk Sümer'in 1980'de yayınlanan "Oğuzlar Tarihi” kitabında; bölgede 16. yy.’da Bayat boyuna bağlı iki Yaycı kolu, 1700-1850 yılları arasında da Sındırgı, Bigadiç çevresinde Yaycı Yörükleri görülmektedir. Günümüzde ise, Sındırgı çevresindeki Karakaya, Çakıllı, Eşmedere, Eğridere ve Gölcük geriye kalan Yaycı Yörükleri'nin köyleridir. Çeşitli yerlerden göç eden Yörükler, bölgeye olumlu iklim şartları toprağın verimliliği, Selçuklar zamanında bölgenin uç beyliği olması ve yönetimden uzak kalması nedenleriyle yerleşmişlerdir. Bölgenin ticaret merkezlerine yakın olması, tarih içinde çeşitli istalara uğraması, ticari yollarla Batı'ya ulaşan halıların yoğun beğeni kazanması; Yağcıbedir halılarının çok azının günümüze ulaşmasına neden olmuştur. Böylelikle bilinen en eski Yağcıbedir halısı 17. yy.’a aittir. 

Özellikler 
Batı Anadolu bölgesinde Balıkesir Sındırgı, Bigadiç ve çevresinde ilk olarak yaycı yörükleri tarafından dokunmaya başlanan Yağcıbedir halıları; diğer halılardan zemindeki motiflerin yalınlığı ve renklerinin sadeliği ile ayrılmaktadır. Renklerde sadece lacivert, kırmızı tonları ve beyaz kullanılırken; az sayıdaki motiflerle yüzey değerlendirilmektedir. Yüzey kompozisyon şeması bakımından fazla çeşitlilik göstermeyen Yağcıbedir halıları; çift yönlü mihraplı, tek mihraplı ve tek mihraplı-ayak basma yerli olmak üzere üç şemada gelişim göstermektedir. 

Halıların çözgü, atkı ve ilme ipliklerinde yün kullanılmaktadır. Koyunlardan kırkılıp, çeşitli işlemlerden geçen yünler, özelliklerine göre ayrılmaktadır. Boyama işleminin ardından, döner leventli tezgahlarda dokunan halılar, tezgahtan çıkarıldıktan sonra yıkanıp, kurutulmaktadır. 

Dünyada Türk düğümü olarak bilinen Gördes tekniği ile ilmeklenir. 1 dm²'sinde 1400-1600 düğüm, 1 santimetresinde de 30-35 ilmek bulunur. Bu yüzden halıların ömrü 150 ve 200 yıl arasında değişmektedir. 

Yapılan araştırmalarda Yağcıbedir halılarının kalite ve boyutları hakkında farklı bilgilerle karşılaşılmıştır. Bazı yayınlarda kalitesinin dm2'de 800-1000 düğüm, bazılarında ise dm2'de 3460-3600 ile 2425-2500 düğüm bulunduğu açıklanmıştır. 

Yağcıbedir olarak tanınan oymak, Balıkesir ve Bergama çevresinde 24 mahallede yerleşmiştir. Bir zamanlar orduya yay imal etmelerinden dolayı yaycıbedir olarak tanınan bölge zamanla değişerek Yağcıbedir'e evrimleştiği söylenmektedir. 

Boyarmadde ve boyama yöntemleri 

Boyama işlemine geçmeden önce, boyama sırasında kullanılacak bitkiler önceden bir takım işlemlerden geçirilmektedir. Bitkilerin boyarmadde içeren bölümleri en olgun dönemlerinde toplanmakta, kurutulmakta ve öğütülmektedir. Yapılan araştırmalarda yörede tespit edilen bitkiler ve elde edilen renkler şunlardır: 

Kökboya bitkisinin (boya kökü, sarıkız otu*) köklerinden kırmızı 

Boyacı sumağının (somak) gövdesinden sarı 

Muhabbet çiçeğinden (deve gülü) sarı 

Sarı pirenin (pinar) çiçek, yaprak ve gövdesinden sarı 

Ceviz ağacının meyve kabuklarından kahverengi 

Palamut meşesinin (palamut) meyvelerinden siyah 

Fakat Yağcıbedir halılarında sadece lacivert (gök), kırmızı (al, narıç), beyaz ve çok ender olarak siyah renk kullanılmaktadır. Yörede; Lacivert küp boyamacılığı yöntemi ile boncuk tutkalı, sud kostik, hidro sülfit ve indigo kullanılarak; Kırmızı ve tonları mordanlı boyama yöntemi ile şap, krem tartar, kökboya bitkisi kullanılarak; Siyah mordanlı boyama yöntemi ile şap, krem tartar, ceviz kabuğu veya palamut, indigo ve kökboya bitkisi kullanılarak boyanmaktadır. 

Renkler 

Yağcıbedir halılarında 4 ana renk (al, nariç, ak, ve gök) hakimdir. Kök boyası ile boyanan ipliklerin renkleri halılar kullanıldıkça parlar. Renk olarak çoğunlukla, mavi, fes rengi güvez ve koyu kırmızı tercih edilmektedir. Yaklaşık 80,90 yıl öncesine kadar Bergama çevresi Yağcıbedir dokumalarında kullanılan ilmek ipi renklerini, Osman Bayatlı, şu şekilde derlemiş bulunmaktadır; 
- Meşe kabuğu: Kahverengi ve siyah boyar 
- Palamut tırnağı: Siyah boyar 
- Nar kabuğu: Kahverengi ve siyah boyar 
- Ceviz kabuğu: Kahverengi boyar 
- Kök boya: Vişne rengi boyar 
- Çömlek boya (çivit): Lacivert boyar 
- Asma yaprağı: Tazesi filizi, kartı sarı boyar 

Bu boyaları sabitlemek için şap, tuz ve yoğurt suyunda paslandırılmış demirden faydalanıldığı gibi yine sabitlemek için 3 gün süre ile gübreli toprak suyunda bekletmek de sıkça kullanılan bir yöntemdir. 

Motifler 

Yağcıbedir halılarında dokunan motiflerin tamamı, bir anlam ifade etmektedir. 1997 yılında, Yağcıbedir halıları ve motifleri üzerine çalışmalar yapan Balıkesir Üniversitesi öğretim üyesi Aydın Ayhan, Orhan A. Sekendiz ve Aydan Yüngül, bu halıların motif envanterini de ortaya çıkaran araştırmalarını kitap olarak yayınlamışlardır. 

Yağcıbedir halıları motiflerinin sadeliği ile dikkat çekmektedir. Az sayıda motifin çeşitlemeleriyle elde edilen desenlerle yüzey değerlendirilmektedir. Bunun nedeni eski ve tarihi değer taşıyan örneklerin yok olması veya yurt dışına çıkarılması sonucunda dokuyucuların örnek halılardan yoksun kalmasıyla, nesilden nesile motiflerin aktarılamaması ve unutulmasıdır. Yörede dokunan halılarda başlıca güneş, Mühr-ü Süleyman, kocabaş, kartal, hayat ağacı, kiraz, tutaç, saat kapağı, lâle, yıldız, lokum (karagöz), deveboynu (eğri boyun), küçük su, tırnak, heybe suyu, yıldızlı su, dilimli elma, işli elma, elmalı su, elma, kedi cırmığı, sarı su, cıngıl ve tarak motifleri bulunmaktadır. 

Yağcıbedir Motif Envanteri 

Kenar desenlerine göre; 

Yedisulu: Yağcıbedir halılarının kenar motiflerinde bulunan su yollarının yedi tane olması, Türk mitolojisinde, gökyüzünün yedi katlı olduğu düşüncesine dayanmaktadır. Bu su yollarının orta kısmında bulunan beyaz su yolunda nazar boncukları bulunmaktadır. Bunun iki yanında kedi izleri ve hayat zinciri ile birbirine bağlanmış motifler bulunmaktadır. Bu yedisulu kenar motifini ağırlıklı olarak Çakıllı Köyü kullanmaktadır. 

Heybesulu: Yağcıbedir Yörükleri'nin atlarının sırtlarındaki heybelerde bulunan motif kenar desenlerini oluşturmaktadır. Köylülerin deyimi ile “çam kobağı” heybesulu motifini oluşturmaktadır. "Tarla sınırı" anlamını taşımaktadır. Heybesulu kenar motiflerinde genellikle beyaz sulu nazar boncukları kullanılmaktadır. Bu kenar suyu genellikle Eşmedere Köyü halılarında bulunur. 

Kenar desenlerinde kullanılan diğer motifler; 

Yıldız dönüşü: Yıldızların, Güneş'in etrafında dönmesi bu motifin oluşmasına sebep olmuştur. Eğridere ve Çakıllı yörelerinin kenar motiflerinde sıkça rastlanmaktadır. 

Elibelinde: Bir kadının ellerini beline koymuş hali stilize edilmiş ve bu motif oluşmuştur. Kadının aynı zamanda “ana” olması sebebi ile üremeyi de temsil eder. Kelle halılarının kenar motiflerinde bulunur. Eğridere ve Karakaya yörelerinde rastlanan bir motiftir. 

Deveboynu: Halının kenar motiflerinde ve kenar ile zemin arasında kullanılır. Tarihte bütün sanat dallarında, özellikle İslamiyet sonrası Türk kültürüne girmiş olan sanatlarda bu motife sıkça rastlanılmaktadır. Çakıllı ve Eğridere yörelerinde bu motife rastlanılır. 

Köpek dişi: Kenar Motifleri ile zeminin kesişme noktasında kullanılır. Eğer bir halıda mihrap ile kenarsuyu arasında deveboynu yoksa köpek dişi mutlaka bulunur. Bütün yöresel halılarda bu motife rastlanılabilir. 

Zemin motiflerine göre; 

Mihrap: Görünüş itibarı ile merdiven basamaklarını (genellikle 13 adet) andıran kahverengi, siyah ve ortasındaki tek beyaz ilmeden oluşan mihrap, göğe yükselme ve Allah’a yönelme anlamını taşır. Mihrap, vazgeçilmez bir motiftir. 

Kocabaş: Mihrap altında bulunan üç kocabaş, koyun sürüsünün önderi olan koçu ve gücü temsil eder. Mihrap basamaklarının altında, kenarlardaki kocabaşların üstünde bitkisel motifler bulunur. Alakır Köyü dışındaki yörelerde bu motife rastlanır. 

Yıldızlar: Zemin içinde üç adet yıldız bulunur. Ortadaki yıldız güneşi, diğer iki yıldız ayı temsil eder. Güneş, dünyaya hayat veren yıldızdır. Ay ise gecenin aydınlatıcısıdır. Bütün yöresel halılarda bu motife rastlanır. 

Hayat ağacı: Bir ve üçüncü yıldızın kenarlarında bulunur. Genç kızların hayattan beklentilerini yansıtır ve bu motifi işleyince daha güzel bir hayatın kendisini beklediğine inanılır. 

Civa: Civalar iki çeşittir: Terazi motifi: Terazi motifi Türklerdeki adaleti temsil eder. Ayaklı motif: Kırkayağın stilize edilmiş halidir. Her iki motifinde üstünde ejderha motifi bulunur. Ejderha doğada bulunan hayvanların içerisinde en güçlü olması nedeniyle ve insanlara zarar vermeyeceği düşüncesiyle halıya işlenmiştir. Terazi ve ayaklı civalar halıda iki adet bulunur. İkisinin de yönü aynı tarafa bakar. Sebebi Türklerdeki ileriye bakışın ifadesidir. Elli motif dışında bütün halılarda civa bulunur. 

Çınar yaprağı:Genellikle ortadaki yıldızın kenarlarında bulunur. Çınar, Yağcıbedir yöresinde yaşayan en uzun ömürlü ağaç olması sebebi ile motif olarak kullanılmıştır. Genellikle Eşmedere ve Çakıllı yöresindeki halılarda bulunur. 

Elli motif: Mihrap içinde civa kullanılmadığında bu motif mutlaka kullanılır. Birbirine bağlı çiçeklerden oluşan bu motif Türklerdeki bağlılığı temsil eder. Genellikle Eğridere ve Karakaya Köyü kelle ebatlarında bu motiflere rastlanılmaktadır. 

Üzüm salkımı: Nadir olarak Eğridere Köyü halılarında bulunan bu motif bolluğu ve bereketi temsil eder. 

Boyutlar 
Yapılan kaynak araştırmalarında Yağcıbedir halılarının kalite ve boyutları hakkında farklı bilgilerle karşılaşılmıştır. Yağcıbedir halıları, genellikle bu boyutlarda dokunmaktadır; 
- Yastık ebadı: eni 60 cm. ve boyu 120 cm. 
- Çeyrek ebadı: eni 90 cm. ve boyu 150 cm. 
- Seccade ebadı: eni 125 cm. ve boyu 200 cm. 
- Karyola ebadı: eni 150 cm. ve boyu 240 cm. 
- Kelle ebadı: eni 200 cm. ve boyu 300 cm. 
- Yolluk ebadı: eni 80 cm. ve boyu 300 cm. 

Tezgâh tipleri 
Yağcıbedir halıları döner leventli tezgâhlarda dokunmaktadır. Tezgâhlar; alt kısmı yere oturmuş, hafifçe arkaya eğimli iki yassı tahta (direk) ile bu tahtaların alt ve üstünde açılan yuvalara kendi etrafında rahatlıkla dönebilen, iki başlarında ağaçları sıkıca kavrayan iki metal çemberden oluşturulmaktadır. Üst leventtekine yere paralel bir metal çubuk yerleştirilmiştir. Alt levendin aynı bölümünü ise kalın bir kayış sarmaktadır. Bu iki parçayı, uçları çengel şeklinde sonuçlanan bir burgu birleştirmektedir. Burgu; tezgâhdaki kanallara yerleştirilen çözgü ipliklerinin eşit olarak gerdirilmesini sağlayan bir araçtır. Yörede tezgâhlar ortalama 2 m. genişliğe sahipken, boyları 170–180 cm. arasında değişmektedir. Bu tür ağaç tezgâhların dışında Sındırgı'da Halk Kütüphanesi'nde üç adet 317 cm. genişliğinde, 200 cm. yüksekliğinde metal tezgahlar bulunmasına rağmen, dokuyucular tarafından tercih edilmemektedirler. 

0 yorum: