Azo boyarmaddesi (Alm. Azofarbstoff, Fr. colorant azoique, İng. azo dyestuff), aromatik amin esaslı olarak üretilen, kromofor olarak -N=N- (azo) grubu içeren boyarmaddelere denir.
Azo boyar maddeler, tekstilde kullanılan boyanın ürüne tam oturmasını sağlamakta olup, içerisinde birçok arilamin madde bulunmakta ve bunlardan 24 tanesi kanserojen özelliği taşımaktadır. Dolayısıyla bu maddelerin Avrupa Birliği tarafından, belirli bir limitin üstünde kullanılması halinde yasaklı kimyasallar sınıfına girmesine karar verilmiştir. Limitlerin üzerinde kullanımı vücutta alerjik reaksiyonlara ve farklı organlarda kansere yol açabilmektedir.
Tekstil endüstrisinde kullanılan azo boyar maddeler (aril aminler); moleküler yapısında (-N=N-) azo grubu bulunan ve bireşim yoluyla üretilmiş sentetik organik bileşiklerdir. Canlı renklere sahip olduğu için tercih edilen azo boyar maddeler, yapısal olarak organik boya sınıfına giren yaklaşık 3000 çeşidiyle, ticari alanda pek çok sektörde kullanılıyor.
Azo Boyar Maddelerin Kullanım Alanları
Tekstil ve deri mamullerinin boyanması, boyanın ürüne tam olarak rengini vermesi işlevlerini görür. Dünyada boyar madde uygulama alanları ve ihtiyaçları her geçen gün artmaktadır. Sentetik boyar maddeler çok geniş kullanım alanları sahiptir, sentetik boyar maddelerin % 80’i tekstil sanayinde, yün, pamuk, ipek, akrilik gibi doğal ve yapay liflerin boyanmasında kullanılmaktadır. Tekstil sanayisi dışında sentetik boyar maddeler; plastik sanayi, deri sanayi, sentetik lif üretim sanayi, lastik sanayi, kereste sanayi, selüloz ve kağıt sanayi, kozmetik sanayi, ilaç sanayi, gıda sanayi, inşaat sanayi, cam ve porselen sanayi, otomotiv sanayi, makine sanayi, matbaacılık, güzel sanatlar gibi alanlarda kullanılmaktadır.
Azo Boyar Maddelerin Çevresel Etkileri
Boya banyolarındaki flotteler yaklaşık 1000 mg/lt derişiminde boyar madde içermektedir. Reaktif boyaların hidrolizi kolaydır, Ancak büyük miktarlarda kumaşta tutunamayabilir. Hazırlanan boya miktarının % 40'ı kumaş üzerinde sabitlenmeden kalmakta ve atıksuya geçmektedir. Tekstil atıksularının KOİ (Kimyasal oksijen ihtiyacı ya da kısaca KOİ, su ve atıksu örneklerinde kirliliğin derecesinin belirlenmesinde kullanılan en önemli test parametresidir.) konsantrasyonu genellikle yaklaşık 1000 mg/Lt olurken, maksimum 200-400 mg/Lt civarında boyar madde içerir. Kumaşa bağlanmayan kalıntı boyalar, atıksudaki rengin şiddetini arttırır. Ülkemiz tekstil sektöründe atıksu arıtma prosesleri istenilen renk ve KOİ giderimini sağlayamamakta, dolayısıyla alıcı ortamın deşarj limitlerini aşmaktadır. Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği'nde renk standardı bulunulmamaktadır. Dolayısıyla boyar maddeleri içeren arıtma tesisi çıkış suları alıcı ortam kalite ve görüntüsünü estetik açıdan bozmaktadır. Boyar maddelerin doğal su kütlelerinde bulunması, çözünmüş oksijenin geçirgenliğini engellediği için ortamındaki yaşamı ciddi şekilde etkilemektedir.
0 yorum:
Yorum Gönder