Diğer adı çevre etiketi olan uygulama daha yeşil ürün ve çevrenin sağlanması için başlatılmıştır. |
Eko-etiketler, tüketicilerin ve kurumsal alıcıların belirli çevresel performans kriterlerini karşılayan ve bu nedenle “çevre açısından tercih edilir” kabul edilen ürünleri hızlı ve kolay bir şekilde belirlemelerine yardımcı olabilecek, ürün ambalajlarına veya e-kataloglara yerleştirilen işaretler şeklinde tanımlanıyor.
Eko-etiketler; devlet kurumları, kar amacı gütmeyen çevre savunucu kuruluşlar veya özel sektör kuruluşları tarafından sahiplenip yönetilebiliyor.
Eko etiketler 3 ana başlık altında incelenebilir:
1-) Yaşam döngüsü etiketleri
Bu kapsamlı eko etiketleme türünde, ürünün geçtiği tüm aşamalar göz önünde bulundurulur. Yaşam döngüsü etiketleri yalnızca üretim aşamasını değil, aynı zamanda ürün tüketilip atıldıktan sonra ürünün çevreye mümkün olabilecek en az zararı vermesini hedefler.
2-) Tek kullanımlık etiketler
Yaşam döngüsü etiketlerinden farklı olarak ürünün yalnızca belirli bir yönünün doğa dostu olduğunu gösterir. Ürün yaşam döngüsü çevresel duyarlılık bakımından kısmen ele alındığı için tek kullanımlık etiketler üreticilere maliyet avantajı sağlamaktadır. Tek kullanımlık etiketli ürünler tüketicilere tüm yönleriyle doğa dostu bir ürün izlenimi uyandırabilir.
3-) Negatif etiketler
Ürünlerin çevre ve sağlıkla ilgili taşıdığı riskler bakımından, tüketicileri bilgilendirmeyi amaçlayan uyarıcı nitelikteki eko etiketlerdir. Negatif etiketler diğer eko etiketlerden farklı olarak tüketicileri koruma amacı güttüğü için, üreticiler açısından zorunlu tutulmuştur.
Eko-Etiket Tarihçesi
Eko-etiketler, çevresel ve sosyal koruma güvencesinin bir göstergesi olarak günümüz tüketim mallarında yaygın olarak kullanılıyor. Ancak 1980'lere kadar böyle bir etiket veya standart yoktu. Peki eko-etiket nasıl ortaya çıktı ve neden sadece birkaç on yıl içinde dünya pazarında neredeyse bir gereklilik haline geldi.
Sürdürülebilirlik standartlarının tarihi, 19. yüzyılın sonlarında etik üretim için erken kamu talebine kadar izlenebilir. Onlarca yıllık sömürünün ardından Avrupalılar, kolonilerin korkunç koşullarını fark etmeye başladı.
Hollandalı bir yönetici olan Eduard Douwes Dekkar, 1860 tarihli "Hollanda Ticaret İmparatorluğunun Kahve Müzayedeleri" adlı kitabında plantasyon işçilerinin içinde bulunduğu kötü durumu tüm korkunç ayrıntılarıyla anlattı. Bu kitabın Hollanda'da yayınlanmasının ardından gelen tepkiler, Hollanda hükümetinin koloniler için eğitim, bankacılık ve altyapı gibi çeşitli sosyal girişimlerde bulunmasına yol açtı. Ancak iki Dünya Savaşı ve ardından gelen ekonomik buhranla etik standartlar üzerinde çalışma uzun süre askıya alındı.
Sürdürülebilirlik ve etik standartlar hakkındaki tartışma 1980'lerde yeniden alevlendi. Dünya serbest ticarete açılıyordu. Küresel Güney'de ucuz mal üretimi ve zengin ülkelerde tüketimi, ekonomik krizlerin nihai çözümü olarak lanse edildi. Böylece sağlam bir kapitalist düzen ortaya çıktı.
Aktivistler ve çevreciler, bu çözümün çevresel ve sosyal zararına karşı temkinli davrandılar. Açgözlülüğün kontrolü ele geçirmesine izin vermemek adına doğal kaynakların ve işçilerin karları artıracak ve aşırı sömürülmesine engel olacak bir sistem kurulması gerekiyordu. İşte sürdürülebilirlik standartları ve eko-etiketler buna bir çözüm olarak ortaya çıktı.
Eko-Etiket Ne için Kullanılır
Eko-etiketler tek özellikli olabiliyor; yani bir ürünün/hizmetin tek bir yaşam döngüsü aşamasına (yani kullanım aşaması) veya tek bir çevresel soruna odaklanıyor.
Ayrıca çok özellikli de olabiliyor; yani bir ürünün/hizmetin tüm yaşam döngüsüne (üretim, kullanım, bakım, imha) odaklanıyor ve birçok farklı çevresel sorunu (Örn: Enerji kullanımı, kimyasal kullanımı, geri dönüşüm ve daha fazlası) ele alıyor.
Neden Eko-Etiket Almalıyım
Yeşil etiket, çevresel bozulma sorununu ele almak için önemli bir girişim ve çevreyi korumak için daha fazla ülke ve bölgeyi sürdürülebilir kalkınma yoluna girmeye teşvik ediyor.
İşletmeler için eko-etiketler, performansı ölçmenin ve ayrıca belirli bir ürünün çevresel kimlik bilgilerini iletmenin ve pazarlamanın bir aracı olarak kabul ediliyor. Hükümetler için bu araçlar, üreticilerin ve tüketicilerin uzun vadeli sürdürülebilirliğe yönelik davranış değişikliğini teşvik ediyor.
Eko-Etiket Nasıl Alınır
Sürdürülebilir ürünlerinizi AB Ecolabel ile pazarlamaya karar verdiyseniz başvuruda bulunmak için aşağıdaki yedi adımı izlemeniz gerekiyor:
- Ön Başvuru: AB Eko-Etiketini Anlamak
Avrupa Ekonomik Alanı pazarında (Avrupa Birliği ve İzlanda, Lihtenştayn ve Norveç) dağıtım, tüketim veya kullanım için sağlanan ve AB Eko-etiket kriterleri gözetilerek oluşturulmuş tüm mal veya hizmetler eko-etikete uygun. Bununla birlikte, AB Eko-etiketi, insan veya veteriner kullanımına yönelik tıbbi ürünler veya herhangi bir tıbbi cihaz türü için geçerli değil.
Başarılı olmak için ürün veya hizmetinizin hem yerleşik mal veya hizmet grubunun özel kapsamına uyması hem de ilgili özel AB Ecolabel kriterlerine uyması gerekiyor.
Bu kurallar genellikle bir veya birkaç AB ülkesinden gelen ürünler için geçerli. Bir ürün AB dışından geldiğinde özel uygulama koşullarına tabi tutuluyor.
- Yetkili Kuruluşunuzla İletişime Geçin
Ürününüz veya hizmetinizle ilgili kriterleri bulduğunuzda ve başvurunuzu başlatmaya hazır olduğunuzda, ulusal düzeyde AB Eko-etiket başvurularını ve lisanslarını değerlendirmekten, ödüllendirmekten ve yönetmekten sorumlu bağımsız kuruluşla iletişime geçin.
Yetkili kuruluşunuz; beyannameler, veri sayfaları ve test sonuçları gibi dosyanız için gereken belgeler hakkında rehberlik sağlayacaktır. Ayrıca başvurunuzu tamamlamak için gereken teknik uzmanlıkla birlikte akredite ürün test laboratuvarları veya eşdeğeri hakkında önerilerde bulunabilirler.
Yetkili kuruluşunuzu belirlemek için ürünün menşei olduğu veya hizmetinizin bulunduğu ülkedeki yetkili kuruluş ile iletişime geçmeniz gerekiyor. Ürün veya hizmetiniz Avrupa Ekonomik Alanı dışında bulunuyorsa, ürününüzün pazarlandığı veya piyasaya sürüleceği ülkelerden (AB ve AEA) birindeki bir yetkili kuruluş ile iletişime geçmelisiniz.
- Ürün ve Hizmetlerinizi Çevrimiçi AB Ecolabel Kataloğuna (ECAT) Kaydedin
AB Ecolabel mal ve hizmet kataloğu (ECAT), ilgili mal veya hizmet bilgileriyle birlikte AB Ecolabel mal ve hizmetlerinin listelerini içeren bir veri tabanı. Bu katalog, ürünlerinizi veya hizmetinizi tüketicilere tanıtmak için bir pazarlama aracı olarak da kullanılabilir.
ECAT ayrıca paydaşların lisans geçerliliğini kontrol etmeleri için bir referans noktası. Tüm lisans sahipleri, lisans izlenebilirliğini sağlamak için mal ve hizmetlerini ECAT'a kaydettirmekten sorumlu.
- Başvuru Dosyanızı Oluşturun
Kriterlere uygunluğun değerlendirilmesi için tüm başvuru sahiplerinden bir başvuru dosyası isteniyor. Dosyanız için gerekli olan ilgili belgelerin listesi (beyanlar, veri sayfaları ve test sonuçları), her bir mal veya hizmet grubu için kriterlerde ve ECAT Kullanım Kılavuzunda veriliyor. Yetkili kuruluşunuz, gönderilen tüm bilgilerin doğru ve kanıtlanmış olduğunu kontrol ediyor ve gerekirse sizden daha fazla belge istiyor.
- Başvuru Ücret Ödemesi
Başvuru dosyanız hazır olduğunda, bunu nasıl sunacağınızı yetkili kuruluşunuzdan kontrol öğrenebilirsiniz. Ardından başvuru ücretlerinin ödendiğine dair belgeyi ekleyin.
- Değerlendirme Süreci
Başvurunuzu aldıktan sonra, yetkili kuruluşunuz gönderilen tüm belgeleri (doğrudan tedarikçileriniz tarafından gönderilmiş olabilecek tüm materyaller dahil) inceleyecek ve iki ay içinde ilk geri bildirimi verecek. Bu aşamada ek belgeler talep edilebilir. Ek bilgi talebinden sonraki altı ay içinde yeterli belgenin alınmaması halinde bir başvuru reddedilebilir.
Tüm belgeler değerlendirildikten sonra yetkili kuruluşunuz sizin veya tedarikçilerinizin tesislerini yerinde ziyaret edebilir.
- Başvuru Onayı ve Lisans Ödülü
Başvurunuz kabul edildiğinde, ulusal yetkili kuruluşunuz sözleşmenizi ve lisansınızı veriyor. Sözleşme, ticari adlar veya üreticinin dahili referans numaraları da dahil olmak üzere lisans kapsamındaki hizmetleri veya ürün yelpazesini belirliyor. Yetkili kuruluşunuz, AB Ecolabel logosunun ve lisans numaranızın kriterleri karşılayan hizmet ve ürünlerinizde ne zaman kullanılabileceği konusunda size nihai doğrulamayı veriyor ve ürünleriniz ECAT üzerinde görünür hale geliyor.
Türkiye'de Eko-Etiket Yönetmeliği
Türkiye Çevre Etiket Sistemi, 2020 yılında Küresel Eko-Etiket Ağı’na üye oldu. 2022 yılında gerçekleştirilen denetimlerin ardından tam üye olarak kabul edildi ve Eko etiket Türkiye’ye giriş yapmış oldu.
İç ve dış pazarda çevre dostu ürünlerin satışını ayrıcalıklı kılacak bu uygulama ile Türkiye’de uygulama ile birlikte birçok farklı alanda onlarca ürün eko etiket sahibi oldu.
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Türkiye’deki çevre etiketlerinin standardı Avrupa Birliği Eko-Etiket Tüzüğü ile uyumlu hale getirildi. Buna göre eko-etiketlerin kullanım süreleri 4 yıl oldu ve süre bitiminden 180 gün önce talep edilmesi halinde teknik inceleme komisyonuna yaptırılan değerlendirme sonucunda sürenin uzatılabildiği belirtildi.
Daha sürdürülebilir bir dünyayı ne ölçüde gerçekleştirebileceğimizi anlamak ve iklim değişikliğine karşı mücadelemizde bunu uygulamaya koymanın yollarını aramak tüm insanlığın görevi. Eko-etiket ise ısı ve su tasarrufu, enerji verimliliği ve biyoçeşitliliğin korunması gibi çevresel sorunlara önem veren firmaları öne çıkararak duyarlı vatandaşlarla ortak bir değerde buluşabilecek güce sahip. Tüketici olarak aldığımız ürünlerin sürdürülebilirliğine dikkat ederek bile daha yeşil bir gelecek için basit ama önemli bir adım atabilirsiniz.
0 yorum:
Yorum Gönder