Hatai: İpek ve klaptanla dokunmuş sert bir kumaş türüdür. Çözgüsü ham ipekten olup kumaşa istenilen sertlik bununla verilmiştir. Atkısı ise bükümlü iki ipek telli ve bir klaptanlıdır. XVI. yüzyılın ikinci yarısından sonra rastlanan bu kumaştan genelde padişahlara dış kaftanı yapılmıştır.
Hatayi Adı divan şiirinde de karşımıza sık sık çıkan eski devirlere ait bir kumaş ve desen adıdır. Diğer kaynaklardan da anlaşıldığı gibi Hatayi kelimesi Çin veya Hıta (Hatây, Hıtâ, Hıtây, Hotan, Hoten, Huten) de dokunup gelmiş olan ipekli kumaşlar ile bu kumaşlardaki desenleri veya Çin ipeklilerindeki motif üslubu anlamında kullanılmıştır. (bkz Hıta Hatâ Hoten Ülkesi Ahular ve Güzellerin Şehri) Yani hatayı sözcüğü hem kumaş, hem de Orta Asya ve Çin sanatının etkisi altında oluşan desenleme üslubunu ifade etmektedir. Hıta şehri Çin Halk Cumhuriyeti’nin Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin güneybatısında bir il olmasına rağmen divan edebiyatında Hıta, Çiğil ve Yağma Türklerinin yaşadığı bölgeyi, Bedahşan Halluh ve Nevşad şehirlerini, hatta Çin’i dahi içine alan bölgeleri ifade edecek şekilde kullanılmıştır. (bkz Halluh (Ferhar: Güzeller Mabedi) Hoten ve Nevşâd Şehirleri)
Hatayi Kumaş: A. T. Onay, Arapça Farsça eski metinlerde bu tür kumaşların Hıta, Hatâ, Hatây tarzında yazılmış olduğunu belirtir ve Rıza Nur’u kaynak göstererek Hatâ-(Hıta – Hoten) memleketinde dokunan ipekli kumaş olarak tarif eder. Hatayi kumaş Hoten ve Hıta olarak da adlandırılan Doğu Türkistan’ın Hıta bölgesinde dokunan veya Hıta’dan gelen ipekli kumaş anlamına gelmektedir. Bilindiği gibi ipeğin anavatanı Çin’dir ve ipek kadim dünyanın en önemli ticaret yollarına dahi adını vermeyi başarmış çok kıymetli bir üretim olarak değer kazanmıştır. Yine bilindiği gibi Hıta veya Hoten, Ahu'yı Hoten- Ahu'yı Misk- Ahu'yı Müşgin , Çiğil ve Huban-ı Çiğil ve Yağma güzelleri, Halluh, Ferhar: Güzeller Mabedi Hoten ve Nevşâd Şehirleri , La’li Bedehşanları ile meşhurdur. Bedehşan, Halluh, Hoten, Nevşad ve Hıta, hatayi adı verilen ipekli kumaşları ile birlikte ve yukarıda işaret edilen diğer özellikleri ile divan şiirimizde adı çok sık geçen Doğu Türkistan şehirleri ve Doğu Türkistan’daki bölgelerdir. Hatâ kelimesi “yanlış” anlamı ile tevriyeli ve îhâm-ı tenâsüblü kullanıldığı gibi, sevgilinin saçı, benleri, yüzü, ahu gözleri, av, avcılık, kement, ok atma, gazâl, nafe, Hatai kumaş ve desenleri gibi unsurlarla bir arada kullanılmıştır. Belki de şairlerimiz anavatanlarına olan özlemlerini bunlardan söz ederek dile getirmişlerdir. Ey zülfi ḳara kim vara bilür ṣabā yolın.Bir demde iki defʿa dolanur Ḫıṭā yolın Necati Bey Hatayi desen: Ferit Devellioğlu Osmanlıca Türkçe Lügati’nde hatayi kelimesini desen ve motif üslubu anlamında ele almış: “süslemede, açılmış lotusu andıran bir çiçek motifi ve tezhip de birbirine geçmiş spiral dallardaki çiçek motiflerinden teşekkül eden süsleme tarzı,” olarak tanımlamıştır. “Ayrıca Hatâyî/ Hıtâî, hem tezhipte çiçek motifi veya birbirine geçmi spiral dallardaki çiçek motifleri hem de Hatâ’da yapılan, pirinçten mamul, güzel sanatlarda kullanılan bir cins kâıt anlamına gelir.” Çini ve diğer süsleme tekniklerinde de örnekleri görülen hatayi desenleme üslubu Türk bezeme sanatının başlıca motiflerindendir. Hatayi desenleri genellikle stilize (tarzı belli olmayan) çiçek, yaprak ve goncalarının ele alındığı bir süsleme tarzıdır.
0 yorum:
Yorum Gönder